Akıncı’dan Eleştiri: ‘Adına Barış Desek de Kan Akıyor’
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı, beşinci gününe girerken operasyona yönelik uluslararası tepkiler artarak devam ediyor.
Ancak Türkiye’ye yönelik en beklenmedik eleştiri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan geldi.
Adada kendisini Barış Pınarı Harekatı hakkında sessiz kalmakla suçlayanların kendi politik amaçları olduğunu söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin terör belasından kurtulmasını istediğini belirtirken Ankara’nın Şam’la diyalog kurmasını diledi.
Akıncı: ‘‘Suriye’de akan kan akmaya devam ederse barışa ulaşmak mümkün olmaz’’
2020 yılının ilkbaharında yapılması beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olacak Mustafa Akıncı, ‘‘Benim inancım Suriye topraklarının artık neredeyse onuncu yılına girmekte olan savaşa doyduğu noktasındadır. On yıldır akan kan bundan böyle de akmaya devam ederse barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır. Bana göre Türkiye’nin mutlu ve huzurlu geleceği Türkü, Kürdü, Arabı ve Türkmeniyle tüm bölge halklarının diyalog içinde inşa edecekleri bir düzenle mümkün olacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde kendi sınırlarına sahip çıkabileceği ve Türkiye’nin de kendi sınırlarını güvende hissedebileceği bir durumun yaratılması gerekiyor. Bunun için kanımca Türkiye’yle Suriye arasında en erken zamanda ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin büyük yararı olacaktır. Bunun da ötesinde Türkiye’nin Mısır dahil diğer bölge ülkeleriyle bozulan ilişkilerinin de düzeldiğini görmek en büyük dileğimdir. AB ile kavgalı değil işbirliği içinde bir Türkiye herkes için daha iyi olacaktır’’ dedi.
‘‘1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır’’
72 yaşındaki Kıbrıslı Türk lider, Türkiye’nin 1974 yılında gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı gibi Barış Pınarı Harekatı’nın da barış kelimesini içermekle birlikte aslında savaş olduğunu vurguladı.
Akıncı, ‘‘1974 yılında 27 yaşındayken, faşist Yunan cuntasının neden olduğu Türkiye’nin askeri harekatında ben de her genç Kıbrıslı Türk gibi görev aldım. Lefkoşa’da Dereboyu’ndaki savaşta arkadaşlarım yanımda şehit düştüler; pek çoğumuz gibi ben de savaşın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendim.
Bu nedenle savaşın acılarını hiçbir toplumun yaşamasını istemem. Türk, Kürt, Arap hiçbir çocuğun burnunun kanamasını arzulayamam. Daha önce de söyledim 1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir’’ diye konuştu.