Asya Bebek Türkiye’de, yok İngiltere’de, orda da olmadı Güney Kıbrıs’ta.
Orda da olmazsa Afrika..

Minicik bir bebek hayata tutunmak için ordan oraya sürükleniyor.

Tedavisi olan bir durum, oysa.
Mesele sadece 2.5 milyon dolarlık bir mesele.

Kampanyalar düzenleniyor, halk tedavi için para toplamaya çalışıyor.

Zengin devletler siyaset peşinde.
Erdoğan’ın milyar dolarlık şahsi serveti var, koskoca TC. Devleti’nin yok muydu?

Türkiye tedaviyi başlattı fakat aile bu tedaviyi yarıda kesip Güney Kıbrıs’ı tercih etti diyen de var..

Kıbrıs’ta bir bebeğin hayatta kalması ve tedavisi uğruna ölümüne, iğrenç bir siyaset yapılıyor.

Bir sabinin can sağlığını siyaset malzemesi yapanlar bunu kendilerine yakıştırıyorlarsa vay halimize!

Bu bir KKTC Sağlık sorun, yetersizlik, acizlik ve donanımsızlığıdır ve gelmiş geçmiş, sağ/sol tüm hükumetlerin günahıdır!

Sol, yıllardır barışın hamasi siyasetini yapadurur!

Sağ ise KKTC tanınacak siyasetiyle avunur!

Hangisi bir benekten daha masum ki!!!

Her iki taraf da sussun ve faaliyete geçsin!

Ancak da karşılıklı çene çuval!

Hasba çıkarın hepiniz!

Lafla peynir gemisi yürümez!!

Sağlık Bakanlığı’nın iddiasına göre:
TC Ankara Şehir Hastanesi’nde doktorlar tedaviye başlar ve aileye bir süre daha Asya bebeği takip etmek istediklerini aktarır.

Aile, önce taburcu edilmeleri durumunda hastanın ikinci doz tedavisine kadar
Ankara’da bekleyebileceklerini belirtirler.

Ancak, birden bire fikir değiştirip!!

Pazartesi sabah saatlerinde Ankara Şehir Hastanesi’nden taburcu olan hasta ailesi ikinci doz tedaviyi beklemez.

KKTC Sağlık Bakanlığı’nın açıklaması bu yönde.

Yalansa vebali boynuna!!

Rum yönetiminden tedavi şansı yakalayan aile Ankara ‘dan Kıbrıs’a gitmek için uçakları olduğunu ve Asya bebeğin yolculuk esnasında kullanabilmesi için oksijen konsantratörü cihazı istediklerini belirtirler.

Ankara Şehir Hastanesi tarafından hem cihaz hem de ambulans aileye temin edilir.

Aile, hastane yetkililerine ikinci doz tedavi için yeniden geri döneceklerini belirterek kaçar gibi Ankara’yı terk ederler.

Acılı, kaygılı ve korkulu olan biçare aileyi tenzih ederek..

Şimdi tüm bilgiler doğruysa gel de bu kaçışın altında siyaset iğrençliği arama!!

Ailenin, bu tedirginlik ruh halini kullanan sol siyaset ve öğretmenler sendikasının siyasi atak maşası olduğu kanaatindeyim.

Bu gibi mide bulandırcı siyasi golleri bir yana bırakıp..

Hadi gelin, hep beraber olup, gelmiş geçmiş tüm hükümetleri protesto yağmuruna tutup.
Sağlık sistemi yenilenmeden ve sağlık bütçesi artırılmadan..

Derhal Doktor, hemşire, hasta bakıcı, gerekli ekipman ve teçhizat tedarik edilmeden eyleme son vermeyelim!

Parayı nerden bulurlarsa bulsunlar, ister Erdoğan’a yalvarsınlar, isterlerse Hristofyas’tan dilensinler!!

Var mısınız? Ne o, çıt yok!

Bu işin boş siyasetine var mısınız?

Hadeee hüraaaa!!

Konuşan, yazan çizen çok.

Sağ/sol icraat var mı, cık, yok!!

Yani işin özeti;
Ankara’da tedavileri süren aile, Kıbrıs’taki işgüzar sol siyasi sempatizanlarının ortalığı karıştırması ve işi politik güreşe dönüştürmesinden başka bir şey değil bu.

Zaten almakta oldukları tedaviyi Ankara’da yarım bırakıp..

Belki yeni bir umut, belki de kuzey/güney farketmezsizin, aile yakınlarının da yanlarında olup destek verebileceği düşüncesiyle ülkelerinde olmak istediler.

Çünkü aile adına, işin, bir de psikolojik toplumsal destek boyutu var. Güney Kıbrıs’taki tedaviyi tercih etmelerinin sebebi de bu!

Hükumet eden siyasilere çirkin sövgülerle saldıranlara da diyeceğim yok.
Demokratik haklarını kullanıyorlar ne de olsa.

Yalnız, sövüp saymakla, KKTC Devleti’ni aşağılayıp tu kaka ilan etmekle toplumsal olarak bir kazanım elde edemeyiz.

Zira, KKTC sağlık politikasının tek acizleri sağ politikler değildir.

Sol da bir çok kez hükumet edip, sağlık ağına hiç bir düzenleme ve yatırım yapmamıştır.

Yapmamız gereken:
Sağ/sol partisi veya partili olarak ayırım yapmaksızın veya parti gözetmeksizin halk olarak bir araya gelip, sağlık sistemi gerçek anlamda yüksek standartlara kavuşturulana değin baskıyı diri tutmak olmalı.

Parayı bulmak için isterlerse uluslararası dilensinler!!

Asya bebek, Afrika’lı çocuk veya Avrupalı yetişkin veya Antartikalı yaşlı farketmez, yeni bir vaka faciası yaşamadan bu işi çözmek gerek.

Yoksa;
karşılıklı suçlamalarla, aşağılayıp lanetlemekle ne barışa, ne standart sağlık hizmeti koşullarına ne de bilinçli bir yere varılmaz.

Hatta Asya bebek siyasi kavgalarla sağlığına kavuşmaz!

Her neyse, önemli olan bu siyaset batağına rağmen Asya bebeğin sağlığına kavuşması.
Susun ve icraata geçin.

Gerisi lafazanlık!