Avcıoğlu: 8 aylık dönemde, KIB-TEK’te bir tek alım dahi ihale ile yapılmadı
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) Yönetim Kurulu eski üyesi Yusuf Avcıoğlu, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın yaptığı açıklamaların kamuoyunu yanıltma amaçlı olduğunu belirterek, Arıklı’nın bir süreden beridir yaptığı tüm açıklamaların gerçeklerle bağdaşmadığını söyledi.
Arıklı’nın gerek “elektrik fiyat ayarlamasının nasıl olduğu”, gerekse “KIB-TEK’e alımlar” konusunda gerçekleri çarpıttığını ifade eden Avcıoğlu, fiyat ayarlamasının nasıl olduğunu anlattı.
Erhan Arıklı ve ekibinin yönetiminde geçen 8 aylık dönemde, bir tek alımın dahi ihale ile yapılmadığını, tüm yakıt, beton, altyapı, servis, yedek parça, danışmanlık hizmetlerinin tamamının ihalesiz, adrese teslim, doğrudan alım yöntemi ile alındığını, alınmaya da devam edildiğini vurgulayan Yusuf Avcıoğlu, “Bunlardan sonuncusu daha dün ortaya çıkan 1 milyon TL’ye ELTEMTEK isimli şirketten alınan danışmanlık hizmetidir. Bari bir A4 kâğıdı veya tuvalet kâğıdı ihalesine falan çıkın da görev süreniz içerisinde şunu da İHALE ile aldık diyecek yüzünüz olsun” dedi.
Yusuf Avcıoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı uzun bir açıklamada, Bakan Erhan Arıklı’nın sözlerine tek tek açıklık getirdi.
Avcıoğlu açıklamasında şu görüşleri ortaya koydu:
“Gerçekleri yazmak bize düştü”
“Erhan Arıklı’nın dün yapmış olduğu ve yine kamuoyunu yanıltan açıklamaları üzerine gerçekleri yazmak bize düştü…
Ne diyor Erhan Arıklı? Erhan Arıklı, şunları söylüyor: ‘Halkın içinde bulunduğu bu zor şartları göz önünde bulundurduğumuzda Sayın Genel Müdürün yüzde 30’luk zam talebinin çok yüksek olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını düşünüyorum. Elbette ki nizamname gereği fiyat ayarlamasını yapacak olan makam, KIB-TEK Yönetim Kurulu’dur. Yönetim kurulunun genel müdürlükten gelen bu talebi bizlerle de istişare ederek daha makul seviyelere çekmesini bekliyorum.”
Gerçekler nedir?
İşte gerçekler: Elektrik İnkişaf Yasası’nın 23. maddesinin (1)’inci fıkrasında yer alan maliyet unsurları tahtında hesaplanan Ortalama Maliyet Fiyatı (M) harfi ile gösterilir ve kWs başına düşen ortalama maliyet fiyatı hesaplama formülü: M = Yakıt Bedeli (YB) + Sabit Bedel (SB) ‘dir.
Yakıt Bedeli = Yakıt Fiyatı + Navlun + Banka Masrafları
Sabit Bedel = Personel Gideri Maliyeti + Emeklilik Fon Maliyeti + Amortisman Maliyeti + Finansman Maliyeti + Genel Gider Maliyeti + Kalecik Santral Kira Bedeli Maliyeti + İlave Yatırım Payı Maliyeti
Yakıt Bedeli bir tonluk yakıt maliyetinin değişimine bağlı olarak 3 (Üç) ayı geçmeyen sürelerde, Sabit Bedel ise yılda iki kez Şubat ve Ağustos ayı içerisinde, üretim, tüketim miktarları, ekonomik değişimler ve diğer maliyet unsurları gözden geçirilerek, varsa oluşan değişiklikler ışığında yeniden hesaplanır ve yeni durum maliyetlere yansıtılır.
‘Maliyeti oluşturan unsurlar nettir’
Dolayısıyla maliyeti oluşturan unsurlar nettir, birilerinin isteği ve talebi doğrultusunda oyun hamuru gibi istenen şekil verilemediği gibi don lastiği gibi çekiştirilerek ebadı da değiştirilemez. Bir zamma ya ihtiyaç vardır, ya da yoktur.
Bir formülü koyup da dört temel işlemi yapamıyorsanız, yapabilen birine bırakırsınız!
‘Talep üzerine maliyetlerin makul seviyelere çekilmesi’ ile ‘AKSA’ya muhtıra niteliğinde mektup yazılmasının’ ise trajikomiklikte kıyasıya yarışır durumda olduğunu belirtmeden edemeyeceğim.
Niyetiniz maliyetleri düşürmek ise, çözümü çok uzakta aramayın. Elinizin altında Dörtlü Hükümet döneminde hazırlanan, adım adım neler yapılması gerektiğini anlatan 146 sayfalık bir rapor mevcuttur.
Tabii bu rapor ücretsizdir, İHALESİZ, DOĞRUDAN ALIM YÖNTEMİ ile alamayacağınız için de pek hoşunuza gitmeyebilir.
Ne diyor Erhan Arıklı?
Arıklı şunları söylüyor: ‘Elektriğe en son zam Şubat 2019 da yapılmıştı. O zamandan beri döviz ve akaryakıttaki artış oranı %65 tir. Nizamname gereği kurumu zarar ettiren kişiler suç işler. Bizden önceki kurum yöneticileri ve bizler pandemi koşullarını da göz önünde bulundurarak bu zammı uzun süre yapmadık. Yapılmayan fiyat ayarlamaları yüzünden Kurum sürekli zarar ediyor.’
Peki gerçekler nedir? Gerçekler şöyledir:
UBP-HP Dönemi KIB-TEK Yönetim Kurulu;
– 22 Ağustos 2019 (Karar No: EO/80/2019)
– 26 Eylül 2019 (Karar No: EO/123/2019)
– 14 Kasım 2019 (Karar No: EO/179/2019)
– 25 Aralık 2019 (Karar No: EO/218/2019)
– 16 Ocak 2020 (Karar No: EO/07/2020)
– 06 Mart 2020 (Karar No: EO/51/2020)
Tarihlerinde olmak üzere, toplam 6 kere Yönetim Kurulu Kararları ile tarife düzenlemesi yapılması kararlaştırılmış, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’na bildirilmiş, fakat her seferinde bakanlığın talimatı ile Tarife Düzenlemesi yapılması engellenmiş, 11 Haziran 2020 SG/46/2020 nolu karar ile de Tarife Düzenlemelerinin yapılmaması sebebiyle oluşan zararın, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanması talep edilmiş, bu karara da Bakanlık tarafından olumlu veya olumsuz bir geri dönüş yapılmamıştır.
Sizden önceki Yönetimi, Kurumu batağa sürükleyen kendinizle karıştırmayın!
‘8 aylık dönemde, bir tek alım dahi ihale ile yapılmadı’
Ne diyor Erhan Arıklı?
‘Kurumun yüksek işletme giderleri de elektrik fiyatlarının şişmesine neden olmaktadır. Şu anda kilovat başına sabit gider 60 kuruş seviyesindedir. Sabit giderleri aşağı çekmek için adrese teslim ihaleleri durdurduk. Bundan önceki yıllarda Kurumu soyan rant çevreleri ile savaşımız halen devam ediyor.’
Gerçekler nedir?
Erhan Arıklı ve ekibi yönetiminde geçen 8 aylık dönemde, bir tek alım dahi ihale ile yapılmadı, tüm yakıt, beton, altyapı, servis, yedek parça, danışmanlık hizmetlerinin tamamı ihalesiz, adrese teslim, doğrudan alım yöntemi ile alındı, alınmaya da devam ediliyor.
Bunlardan sonuncusu daha dün ortaya çıkan 1,000,000 TL’ye ELTEMTEK isimli şirketten alınan danışmanlık hizmetidir.
Bari bir A4 kâğıdı veya Tuvalet Kâğıdı ihalesine falan çıkın da görev süreniz içerisinde şunu da İHALE ile aldık diyecek yüzünüz olsun!
Sahi şu ihalesiz, adrese teslim, doğrudan alım yöntemi ile aldığınız yakıt konusundaki sorulara ne cevap vermiştiniz?
Yakıt Numunesinin analiz tarihi 21 Haziran 2021 iken, Teknecik’e boşaltım tarihi 5 Temmuz 2021 idi.
Arada tam 15 gün var! Üstelik taş çatlasın 1 gün seyahat mesafesi olan limandan… Gelen yakıt, rafineri çıkışlı değil. TPIC yakıtı Dörtyol’daki depolardan yükledi. Üstelik örnekler de geminin depolarından alınmadı, Karadaki depolardan alındı. Karada ise bir değil birden fazla 50,000 tonluk yakıt tankı var.
Numunenin alındığı tank ile gemiye yükleme yapılan tank aynı tank mı? Aradaki 14 gün bu yakıt veya gemi neredeydi? Niye gelmedi? Veya bize ne geldi? Venezuela’dan mı? Kuzey Irak’tan mı? Suriye’den mi? Nereden geldi? Bir de işin İhale Yasağı boyutu var tabii…
‘Ceza alması gereken firmaya herhangi bir ceza verilmedi’
Ne diyor Kamu İhale Yasası? 13. maddenin, 2. Fıkrasında: ‘Aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında ihale makamının teklifi veya Merkezi İhale Komisyonunun tespiti üzerine, Merkezi İhale Komisyonu tarafından, fiil veya davranışlarının özelliğine göre, 1 (bir) yıldan 2 (iki) yıla kadar, bu Yasa kapsamındaki ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verilir’ demektedir.
Aynı madde altında C-Bendinde ise: ‘Sahte belge veya sahte teminat düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek,’ şeklinde açıkça yazmaktadır. Peki basında adı ‘Sahte Evrak’ konusuyla anılan ve Merkezi İhale Komisyonu tarafından ‘Evrak Sıkıntısı’ sebebiyle elenen firma hangisiydi?
Erhan Arıklı’nın doğrudan alım yapmakta ISRAR ettiği TPIC… Kamu İhale Yasasının ilgili maddesi uyarınca ceza alması gereken firmaya herhangi bir ceza verilmediği ve yasa ayaklar altında çiğnendiği yetmezmiş gibi, bir de bu firmadan İHALESİZ DOĞRUDAN ALIMA DEVAM edilecekmiş!
Şu SIKINTI/SAHTE olduğu söylenen TPIC’in Opsiyon Belgesi diye sunduğu belgeyi Kamu vicdanını rahatlatmak amacıyla Kamuoyu ile ne zaman paylaşacaksınız? Arıklı, bu sefer de işine gelmeyen bu sorulara da cevap vermeyecektir tabi…
Ne diyor Erhan Arıklı?
‘Önümüzdeki ay 50 Megavatlık doğalgaz ile elektrik temini için ihaleye çıkıyoruz. İhalenin şartnameleri hazırlanıyor.’
Gerçekler şudur: Mevcut Teknecik ve Kalecik Santralleri aynen fueloil ile çalışmaya devam ederken, üretim bacağına ikinci bir özel şirketin ‘YAP-İŞLET’ modeli ile dahil olacağı şekilde (AKSA gibi), 50 MW Kurulu Güç Kapasiteli Denizde veya karada bir santral kurarak üretime katılması için ihale şartnamesi hazırlanacak. Hem de 1,000,000 TL’ye yine yeni yeniden ‘İHALESİZ’ ve ‘ADRESE TESLİM’ DOĞRUDAN ALIM YÖNTEMİ ile… Niye çıkıp bu işi de İHALESİZ ve ADRESE TESLİM bir şirkete verdiğinizi söylemiyorsunuz?
05 Aralık 2019 – Erhan Arıklı: ‘İhtiyacımız olmayan jeneratör alımı konusunda ihale yapılması için baskı yapan, lobi yapan Bakanlar Kurulu üyelerinin kim olduğunu bilmek istiyoruz. Bilelim ki jeneratör lobisinden kaç para aldıklarını sorgulayalım. Hadi çıkın ve niçin bu jeneratörlere ihtiyacımız olduğunu açıklayın’ diyordu.
Hani yatırıma ihtiyacımız yoktu? Şimdi bu 50 MW da nereden çıktı? Yoksa şu bahsettiğiniz Lobiciler size de mi baskı yaptı? Hayır yani sizin de dediğiniz gibi; bilelim ki kimin kaç para aldığını sorgulayalım!
Ne diyor Erhan Arıklı? ‘Geldiğimizde Kurumun elindeki 8 dizel jeneratörden sadece 3 tanesi düzgün çalışabilir durumda idi. Geri kalan jeneratörler geçmişte çakma yan sanayi yedek parçaları kullanıldığı için ya devre dışı kalmıştı ya da kısa bir süre sonra devre dışı kalacaktı. Bu jeneratörlerin derhal servislerini ve tamiratlarını yaptırmazsak çok daha pahalı ve kirli elektrik üreten Buhar jeneratörlerini çalıştırmak zorunda kalacaktık.’
‘Makinaların bir bölümü tamamen çalışamaz durumda’
Gerçekler nedir?
Bu sekiz makinadan; dört adedinde radyatörlerin değişimi, üç adedinde ise Turbocharger bakımları gerekmekte, bunlara ilaveten diğer bazı parça tedariki ve değişimleri de gerekmektedir. Bugün bu makinaların bir bölümü tamamen çalışamaz veya çalışır fakat sorunlu durumda ise, bunda Sn. Arıklı’nın yapmış olduğu popülist açıklamaların rolü büyüktür.
Neden mi?
Şimdi bu noktadan itibaren sizleri yakın geçmişe götüreceğim ve yukarıda bahsi geçen bakımlar için Yasa Gücünde Kararname çıkarttıran Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın, bu konular hakkında geçmişte neler söylediğine, bu bakımları yerine getirmeye çalışan kurum yönetimi ve personeli hakkında hangi ithamlarda bulunduğuna ve üretici firma hakkında neler söylediğine bir bakalım;
21 Ocak 2021 – Erhan Arıklı: ‘Adrese teslim durdurduğum ihalelerden bir tanesi; Kurum 16 tane soğutma suyu radyatörü alacaktır. Bu ihaleye ancak belli firmalar katılabilir. Dışardan birinin katılmasına imkân yok. Bütün ihaleler buna benzer şekilde birilerine adeta peşkeş çekiliyor. Şartnameler onların ayarladıkları firmaların özelliklerine göre düzenleniyor. Bunları ortaya çıkarıyoruz. Daha bir sürü örnek var. Hepsinin zamanı gelince açıklayacağız.’
Hazırladığınız Yasa Gücünde Kararname ile bu radyatörleri doğrudan alım yöntemi ile alacaksınız, doğrudan alıma kaç firma girebiliyor? Buna ADRESE TESLİM PEŞKEŞ de diyebilir miyiz Sn. Arıklı?
28 Nisan 2020 – Erhan Arıklı: KIB-TEK’in gereksiz olduğu halde turbo ihalesine çıktığını söyledi, tek bir firma ile çalışıldığını savunarak, “Bu firma KIBTEK’e kene gibi yapışan firmalardan biri, Allahtan korkun” ifadelerini kullandı. Arıklı, elektrik fiyatları konusunda da değinerek, Ekonomi Bakanı’na “Elektriğinizi kesmeyeceğiz demek yetmez, fiyatlarda indirim yapmalısınız” diyerek seslendi.”
Hazırladığınız Yasa Gücünde Kararname ile gereksiz olduğunu iddia ettiğiniz bu Turbocharger’leri, KENE dediğiniz üretici firmadan İHALESİZ, DOĞRUDAN ALIM YÖNTEMİ ile mi alacaksınız Sn. Arıklı? Yoksa siz de Allah’tan korkmayanlardan mısınız? Sahi elektrik fiyatlarında ne kadar indirim yapmıştınız?
Ne diyor Erhan Arıklı?: ‘Kurum yöneticileri 15 Mart 2021 de harekete geçerek üretici firmadan %41 indirimle servis ve yedek parça almak istedi. Bu konuda MİK Kanununda geçici bir değişiklik yapmak gerekiyordu. Bu konuda Muhalefetin dahi desteğini alan Kurum Yöneticileri, Maliye Bakanlığı Müsteşarını bir türlü aşamadı. Maliye Müsteşarı hala daha sudan sebeplerle ilgili Kararnameyi Bakanlar Kuruluna göndermiyor. Bir Bürokratın anlamsız tavrı yüzünden halk olarak daha pahalı ve daha kirli elektrik üretmek zorunda kalınmamız ne kadar acı ise, siyaset kurumunun kendi atadığı bürokratların elinde oyuncak olması da o kadar acıdır.’
‘Yasa tasarısını neden geri çektiniz?’
Gerçekler şöyledir: 24 Mayıs 2021 tarihinde, Erhan Arıklı’nın önerisi ile KKTC Cumhuriyet Meclisi gündemine, ‘KIB-TEK’in enerji üretiminde yer alan dizel santral makinalarının ve aksamlarının periyodik bakımında ve beklenmedik arızaların tamir ve onarımına ilişkin’ yasa tasarısının ivediliğinin görüşülmesi geldi. Getirilen önerge, Üretici Firmadan ADRESE TESLİM DOĞRUDAN ALIMA yönelik olduğu için, Muhalefet Partileri Mecliste bu Yasa Tasarısına tepki gösterdi, akabinde ise aynı gün Başbakan Ersan Saner, gelen tepkiler üzerine bu Yasa Tasarısının geri çekildiğini açıkladı.
Yasa Tasarısını Meclisten geçiremeyen Arıklı bu kez 1 Temmuz 2021 tarihinde, Bakanlar Kurulundan Yasa Gücünde Kararname geçirerek, Üretici Firmadan bu ADRESE TESLİM DOĞRUDAN ALIMI gerçekleştirme yoluna gitti.
Madem muhalefetin desteğini almıştınız, yasa tasarısını neden geri çektiniz?
Madem muhalefetin desteğini almıştınız, neden yasa değil Yasa Gücünde Kararname çıkarttınız?
Madem muhalefet ile anlaşmıştınız, neden vardığınız mutabakat metnini yayınlamıyorsunuz?
Son olarak dün bizzat MALİYE BAKANI da iddialarınızı YALANLADI. Vatandaşa yanıltıcı bilgi verirken HİÇ Mİ YÜZÜNÜZ KIZARMIYOR?
Ne diyor Erhan Arıklı?: ‘Elektriğe zam konusunda Halkın tepki göstermesi çok haklıdır. Ne var ki dünyada petrol fiyatları ve doğalgaz fiyatları sürekli artmaktadır. Mesela Türkiye’de 2021 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrek elektrik fiyatlarına %15 zam yapıldı. 2021 Ağustos ayında Türkiye’de konutlar 91.56 kuruştan, iş yerleri ise 120 kuruştan elektrik kullanacak.’
‘Vatandaşın aklıyla alay ettiğini zannediyor’
Gerçekler nedir? Petrol ve doğalgaz fiyatları herkesin aşina olduğu İstanbul Borsasından farksızdır. Nasıl ki borsa değişen koşullara göre bazen düşer bazen yükselir, bu ürünlerin fiyatları da değişen dünya koşullarına bağlı olarak bazen düşer bazen yükselir.
Ne diyor Erhan Arıklı?: ‘Daha ucuz ve daha temiz elektrik kullanmamız için öncelikle, ülkemize kablo ile elektrik getirip elektrikte arz güvenliğini sağlamamız gerekiyor. İkinci olarak da yetersiz iletim hatları ile çağdışı kalmış trafolarımıza gereken yatırımı yapmak zorundayız. Ondan sonra ise Allah vergisi güneş enerjisinden azami derecede yararlanabileceğiz.’
Gerçekler nedir? Türkiye’de konutlara 92 kuruştan, işyerlerine ise 120 kuruştan satılan elektriği, mevcut fiyatın üzerine, kablo ile enterkonnektenin ilk yatırım maliyeti olan yaklaşık 500 milyon doları ekleyip, bunun üzerine kablonun bakım- onarım giderlerini de ekleyip, bunun üzerine ülkemizdeki kurulu güç ve iletim- dağıtım maliyetlerini de ekleyerek ‘ucuza’ kullanacakmışız. Bu iddiayı okuyan ve dört işlem bilen ilkokul çocuklarının kahkahalarını buradan duyabiliyorum… Vatandaşın aklıyla alay ettiğini zannetmek böyle bir şey! Sahi geçtiğimiz hafta kablo işini çözmeye gidiyordunuz ama sesiniz soluğunuz çıkmadı, yoksa o da mı FOS ÇIKTI? Hem şu ENTSO-E izni işi ne olmuştu?”