Bir Eylül, Barış/romantizmi aforizmaları

Kendiyle barışık olmayan birey ve toplumların politik barış arayışı;
geçici, rahatlatıcı bir fantezi, bir mastürbasyon hazzı, boşu boşuna boşalma çabasıdır!!

İlla siyasi bir kurtarıcı/kahraman ve kahramanlığın güçlenerek devamlılığı için sahte düşmanlar ve uyduruk savaşlar fantezisi sürdüğü sürece..
Barış, sadece bir akıl oyunu ve yanılsamadır.

Çünkü kahramanlık, barışmayı değil, savaşmayı emreder!!

Bu ne demek şimdi:
Çelişki demek.

Yani, aslında:
Barışı vadedenler savaşı tetikleyip/tertipleyip, cephaneyi satanlardır.
İyi bir geleceği ve yaşamı vaadedenler, ölümün kutsallığını demleyenlerdir!!
Barış için savaşmayı, savaş sonrası da barışmayı önerip zorlayanlar, insan aklıyla dalga geçenlerdir.

Yaşamı vaadedenler, öldürmeyi ve yok etmeyi planlayanlardır.
Fazlasıyla nasihat edenler, gereğinden fazla, kötü tecrübe denilen bataklığa batıp çıkmış kirli/olanlardır!!

Namusu fazlasıyla diline dolayanların uçkurunda ilmek de düğüm de yoktur!!

Dürüstlüğü vaadedenler, yalancılığın ve ikiyüzlülüğün şiirsel destanını ezbere bilirler!!

Barışı vaadedenler, savaş katliamları karşısında soğukkanlı zehirli yılan sakinliğindedirler!!

Kapitalistler:
Bir bebeğin açlık çığlığı ile bir sırtlan veya kedinin açlık çığlığı arasında bir fark görmezler!!

Hem sosyalist hem de kapitalist olanlar, şeytanla melek arasında kalmış çıkarına umut tacirliği yapanlardır!!

Barış, savaşlar sonrasında kavuşulan huzurlu ve güvenli hayali bir dönemdir!!
Bedeli ise yine itaat etme köleliğidir.
En iyi barış, en itaatkar toplumlardan çıkar!!

Onlar:
Barış için savaşı, savaş için barışı Tanrı adına örgütleyen şeytanlardırlar!!

Kimdir onlar!!
Dünyada hiç bir barışa savaşsız ulaşılmamıştır!!
Çünkü barışmak için küsmek gerekir!

Barışı aramamız için, savaşı çıkaranlar. Huzuru özlemimiz için huzurumuzu kaçıranlardır, onlar!!

Aslında en çok barıştan bahsedenlerdir barışa kurşun sıkanlar.
Barışın gizli gizli kuyusunu kazanlar, ayağına çelme takanlar, engelleyenlerdir, barışı dillerinden düşürmeyenler.

Çünkü, barış onların afrodizyağıdır, afyonudur, eteridir, narkozudur, bağımlılık yapan norkotik bir silahtır onların barışı!!

Daha fazla dünya barışına ihtiyacımız olduğunu iddia edenlerdir, o ihtiyacı yaratanlar!!
İlk uyuşturucuyu damara ücretsiz zerk eden, kan emici yarasalardır, torbacı/tombalacılardırlar onlar!

Barış çelişkisini anlatırken sıradan halktan bahsetmiyorum!!
Dünya gücünü elinde bulundurup da, o güçle hır yaratıp, fesat çıkarıp, çıkarına barıştan söz edenlerdir kastım!!

Ölümü tatmayanlar, savaşın en çirkin yüzüyle göz göze gelmemiş olanlardırlar!!
Sevdiğini savaş saçmalığına kurban etmemiş olanlar, Barış ve Ecevit kelimesini 1974 doğumlu çocukların sıradan ismleri sanırlar!!

Aç bırakılmayan kuru ekmeğe tamah etmez çünkü!!
Bir damla su bulamayan, bataklıktan kana kana, ölümüne susuzluğunu gidermez!!

Bataklık suyunu yutturmak için, temiz su kaynağı pınarları patlatan, kuyu başlarını ele geçirip, başına silahlı terörist diken, kuyu suyuna zehir karanlardır, barışı getirmek için ülkeleri işgal edenler!!

Oysa hiç bir işgal, barış getirmez. Zira işgale gelen, huzur ve barışı sağlamak için değil, kaynak başlarını ele geçirip çıkarlarını korumak için gelir!

Savaşların esas sebebi, insani hissi değerlerden azade, hisse senetleri ve petrol tahvilleridir!!

Barış, devlerin çıkarları için uydurulmuş bir akıl oyunudur vesselam!!

Bir tek adları masumdur askeri harekatlarla başlayan savaşların:
“Zeytin Dalı, Beyaz Güvercin, Nefes, Yaşam, Yeşil veya Huzur harekatı/operasyonu” şeklinde masum duygulara bürünerek yaparlar yapacaklarını!!!
Ve hiç bir askeri harekat zerre asgari ihtiyat ve hayat bahşetmez!!

Çünkü, her türlü harekatın amacı, çıkarlarına engel olan her canlıyı ortadan kaldırma amaçlıdır, yani öldürmektir, hedefi!!

Veya, barış getirmek için saldıranların istek ve hedeflerine boyun eğip yollarına çıkmamaktır, onların vadettiği demokrasi!!

Mesela, Eylül’ün 1’i bugün!!
Sonbaharın ilk günü, yani yağmur yağma ihtimallerinin yaz aylarına göre daha yüksek ihtimaller taşıdığı bir süreç!!
Hadi bunun önüne geçelim ve yağmuru engelleyelim!!
Mümkün mü?
Hayır efendim, akıl dışı bir direniş olur!!

E hadi gelin güçlü emperyalistlerin savaş sapkınlıklarının da önüne geçelim!!
Deniyoruz elbet!!
Sonuç, tabii ki hüsran!!

Binlerce yıldır, insanoğlunun dizginlenmez açgözlülüğü, vahşiliği, çıkarcılığı, bencilliği önlenemiyor!!
O yüzden savaşlar da devam ediyor!!
Arkasından da barış masalları devreye giriyor!!

Hangi barış??
Kan ve gözyaşı ile istediklerini aldıkları, emellerine ulaştıkları, kaynakları ellerine geçirdikleri coğrafya halklarını uyuşturmak için yalan/dolan masalları!!
Akıl tutulmasını beslemek, hipnotize etmek için ölümler sonrası anlatılan güzel hikayeler, umutlu gelecek vaadleri silsilesi!!

Barış sevmeyenler kuşları sevmezler, hayvanları, şiirleri, şarkıları, sevmeyi sevmezler. Barışa inanmayanların Tanrı inancı yoktur da!!
İyi hoş da!
Eeey dünyevi Tanrılar;
Kurşun harflerle yeniden yazdığınız kutsal kitaplar sizin şeytanınızdırlar!!

Ve:
Barış ve demokrasi vaadiyle girdiğiniz topraklar cehennemi aratmazlar!!

Vampir Emperyallerin uydurduğu, ama asla uygulamadığı barışın günü bugün!!

Söyleyin o adamına ve inancına göre barışçı sahtekarlara:

Deniz ve okyanuslar, mavi sanar kendini, renginin, gökyüzünden kaynaklandığını umursamadan!!
Gökyüzü ise sonsuz mavi aydınlık sanır rengini, güneşi hesaba katmadan.

Geceleyin;
ay, elmas parçası zanneder varlığını, parlak ışığının rengini güneşten aldığını unutaraktan.

Güneş de sonsuz ışık kaynağının nimeti olduğunu ve onsuz her şeyin karanlıktaki varlıklarının sıfırlanacağını zanneder..
Üzerine vurup, aydınlatacağı bir cisim yoksa, ışık enerjisinin heba olacağını kafaya takmadan…

Kısacası:
Gökyüzü olmadan deniz, güneş olmadan gökyüzü mavi değildir.
Söyleyin aya, ışığının parlaklığı kendinden değildir.

Son olarak:
güneş kendini bir halt sanmasın ve işittirin o zat’a ki, ışığının kaynağı Rab’tır.
Aydınlatacağı bir dostu, arkadaşı, yoldaşı en azından bir cisim veya en önemlisi barış içinde bir dünya yoksa varlığı boşuna ve manasızdır, afalanmasın.

Gökyüzünün ve denizin maviliği, ayın, güneşin ve aydınlığın anlamı birlikten doğar aksine kimse aldanmasın.

Dünya barışı ve aydınlığı, tüm renkler ve güzellikler birlikte ve savaştan uzaksa 1 Eylül anlamlıdır.
Bencil kapitalist vampirlere bunu anlatamazsın…

Söyleyin Barış’a Romantizm’de Eylül ile boy ölçüştürmeye kalkmasın!!

Pandemi koşullarında Eylül:
İncirler pişerken Temmuz başında gelenler, narlar kızarmaya dururken Eylül başı giderler!!
Hiç gelmedi gelenler, dönmediler de hiç.
İncirler çürüdü, üzümleri kuşlar yedi, narlar kızarmaya durdu, ne gelen var ne giden!!

Yaşanmadı Eylül’ün o hüzünlü vedalaşma seremonisi bir daha, yeniden!!

Benzer Videolar