Bu boyutlar:
1. Duyguları tanımlamada ve bedensel duyumsamalardan ayırt etmede zorluk
2. Duyguları açıklamada zorluk
3. Düşlem azlığı
4. Dışsal yönelimli düşünme
Bu bireyler daha robotik, kuru, etrafına sıcaklık vermeyen insanlardır. Başka bir dünyadan gelmiş izlenimi verirler. Onlarla iletişim kurma çabaları, çoğunlukla boşa gider; çünkü ortada, duygularını tanımlamakta ve anlatmakta, başkalarının duygularını da anlamakta zorlanan biri vardır. Öfkelendiklerini, kızdıklarını, sevindiklerini pek de belli etmezler. Genellikle çevresindekiler onları bir kere bile ağlarken görmediklerini, neye kızıp kızmayacağını bilmediklerini, herkesin mutluluktan havaya uçtuğu bir olayda bile soğukkanlı yaklaştıklarını belirtirler.
Aslında bu bireylerin hiçbir şey hissetmedikleri söylenemez ancak duygularını tam olarak adlandıramazlar, bundan da önemlisi duygularını sözcüklere dökemez ve çevresindekilere ifade edemezler.
Ciddi ruhsal travmalara karşı baş etmek için kişi kendinde duygu sağırlığı geliştirebilir. Nörobiyolojik açıdan bakıldığında ise beynin frontal lobunda yer alan işlevsel bozukluklardan da kaynaklanabilir. Risk taşıyanlar arasında ise yeterince ilgi ve şefkat görememiş çocuklar vardır. Bu çocukların beyninin duyguları tanıma bölümünün pek gelişmediği, yapısal bir anormalliğin olduğu ve bunun da aleksitimiye yol açtığı görülür. Ek olarak eğitim düşüklüğü de bir risk. Eğitim düzeyi düştükçe aleksitimi artıyor, çünkü duyguları ifade edecek kelimelerimiz olmuyor.
Acaba toplumda yaygın mı?
GÜNCEL
09 Ekim 2024GENEL
09 Ekim 2024KIBRIS
09 Ekim 2024GÜNDEM
09 Ekim 20243. SAYFA
09 Ekim 20243. SAYFA
09 Ekim 20243. SAYFA
09 Ekim 2024