Ayrılık travması atlatılması en zor süreçlerden biridir. Özellikle kadınlar bu süreci daha zor atlatıyor, korkuları ve terk edilme duygusunun verdiği acıyı daha zor hazmediyor. Böyle bir dönemdeyseniz ayrılık acısıyla baş etmenin yollarını öğrenmek fayda var.
GERÇEKLERLE YÜZLEŞİN
Hemen hemen herkes hayatının bir döneminde terk edilmiştir. İstenmeyen, geride bırakılan ya da başkası için bir anda yok sayılan taraf olmanın ezici yükünü kaldırmak hiç kimse için kolay olmasa gerek. Birlikte geçirilen zamanın bir anda gereksiz bir kâğıt parçası gibi buruşturularak çöpe atılması ve anıların hiç yaşanmamışçasına yok sayılması terk edilmenin belki de ruhu en çok yaralayan kısmı. Ayrılığın veya terk edilmenin dayanılmaz yükü omuzlarımızın üzerinde korkunç bir baskı oluştururken, silkinip kendimize gelmemiz ve hayata yeniden tutunmamız gerekiyor. Nasıl mı? Tabii ki ilişkiniz ve birlikte olduğunuz partnerinizle ilgili gerçeklerle yüzleşerek.
Terk edilmenin yol açtığı hayal kırıklığı, bir insanın hayatta hissedebileceği en kötü duygulardan biri. Reddedilmek, insanı derinden yaralayan ve gururunun kırılmasına sebep olan sarsıcı bir deneyim. Bir anda yüz üstü bırakılmak ve istenmeyen kişi olmak, özellikle kadınlarda güven problemine yol açabiliyor. Bu kötü deneyim, kişinin sonraki hayatında özgüveninin sarsılmasına ve diğer insanlarla olan ilişkilerinde güvensiz ve şüpheci bir tavır takınmasına neden olabiliyor. Özellikle kadınlar terk edildikten sonra hissettiğimiz o boşluğu artık hiç kimsenin dolduramayacağını ve hayatlarının geri kalanında bir daha âşık olamayacağını düşünüyor. Ancak bu oldukça yanlış bir düşünce. Her şeye rağmen mantıklı düşünmek, terk edilmenin acısını biraz olsun azaltıyor. Birçok kadın, hiç bir açıklama yapma gereği duymayan sevgilileri ve eşleri tarafından bir anda terk edilebiliyorlar. Ancak çoğu kadın, güzel, zeki, duyarlı ve çekici olan hemcinslerinin dahi terk edilebileceğini unutuyor ve ilk önce karşısındakini suçladıktan sonra eleştiri oklarını hatalı olmadıkları halde acımasız bir şekilde kendilerine yöneltiyorlar.
ERKEKLER ANİDEN NEDEN TERK EDER?
Erkekler, geçmişten bu yana doğaları gereği stresle baş etmek için genellikle iki taktik uygularlar. Ya kavga ederler ya da kaçarlar. Kadınlar ise diğer konularda olduğu gibi ilişkilerindeki herhangi bir sorununun çözümünde de daha yapıcı davranarak orta yolu bulmaya çalışırlar. Kadınlar, erkekleri terk edecekleri zaman zaten önceden bunun sinyallerini vermiş ve şikâyetlerini dile getirmişlerdir. Erkekler ise daha önceden şikâyetçi oldukları konuları dile getirmedikleri için bıçak kemiğe dayanınca da buna ihtiyaç duymaz ve bir anda her şeyi kestirip atarak ilişkideki sorunlardan kaçmak ve uzaklaşmak isterler. Bu herkes için geçerli bir varsayım olmasa da genellikle ilişkilerde erkek ve kadının rolü bu şekildedir. Basit bir problem söz konusu olduğunda kadınların bu problemi çözmek için konuşmak istemesi, erkeklerin ise sıkılarak konuyu bir an önce kapatmaya çalışması bunun en basit örneğidir.
AYRILIK ACISIYLA NASIL BAŞ EDİLİR?
Terk edilmenin verdiği acının üstesinden gelme ve hayatını bıraktığı yerden devam ettirme, kişinin çocukluğunda yaşadığı olaylar ile de doğrudan ilişkili olabiliyor. Terk edildiği zaman kendilerini kısa sürede toparlayan ve olayları tüm gerçekliğiyle kabul ederek yoluna devam eden kadınların, çocukluk dönemlerinde özgüven sahibi oldukları ve anne babaları tarafından istenmeme duygusunu yaşamadıkları gözlemleniyor. Sevgilisi ya eşi tarafından terk edildikten sonra takıntılı bir şekilde davranmaya başlayan ve hatta kendisini terk eden partnerini daha da ulaşılmaz ve çekici bulan kadınların ise çocukluklarında reddedilme duygusunu yaşadıkları, babalarıyla problemli ilişkilere sahip oldukları ortaya çıkıyor. Bir kadının terk edildikten sonra kendisini bırakan partneri ile yeniden birlikte olmak istemesi, aslında onu gerçekten yanında istediği ya da sevdiği anlamına gelmeyebilir. Bu duyguyu daha önce travmatik bir şekilde yaşadığı için aynı acıyı hissetmemek adına bunu istiyor olabilir.
Terk edilmenin acısıyla baş etmek için atılacak en önemli adım, bilinçsizce şartlandığımız bu duygularımızı mantık süzgecinden geçirmek, gerçekten ne istediğimizin farkına varmak ve kendi kendimize karşı dürüst davranmak olmalı. Bir uzmandan da yardım alınabilir. İçimizde biriktirdiğiniz öfke ve hayal kırıklığından oluşan zehri atana kadar konuşmak da faydalı bir metod. Arkadaşlarımıza, sevdiklerimize ve ailemize duygu ve düşüncelerinizi anlatarak travmayı atlatabiliriz .Önemli olan artık anlattıklarımızdan sıkılacak hale gelene kadar konuşmamız. Anlattığınızda yükünüzün hafiflediğini, anlatmaktan sıkılmaya başladığınızda ise artık olanları önemsemediğinizi fark edeceksiniz. Bunun dışında daha sosyal bir yaşam sürmeye başlayın. Mutluluk hormonunun yardımınıza koşması için bol bol spor yapın, işinizle meşgul olun, arkadaşlarınızla buluşun ve şimdiye dek yapmaya zaman bulamadığınız ya da eski partneriniz istemiyor diye ihmal ettiğiniz hobilerinize zaman ayırın. Bir süre sonra kendinizi daha iyi hissettiğinizi fark edeceksiniz… Yalnız olmadığınızı, hemen hemen herkesin aynı şeyleri yaşadığını ve bir şekilde üstesinden geldiğini de aklınızdan çıkarmayın.