Firariler için cezaevindeki güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı
1 milyon TL’lik üç ayrı soygun, hücreden firarları ve 31 pırlanta taşını yutup, dışkılama yöntemiyle hücrede çıkarıp, saklamaları ile ülkenin gündemine oturan İranlı 4 soyguncu, cezaevine gönderildi
Lefkoşa’da gerçekleştirdikleri 1 milyon TL’lik üç ayrı soygun, hücreden firarları ve 31 pırlanta taşını yutup, dışkılama yöntemiyle hücrede çıkarıp, saklamaları ile ülkenin gündemine oturan İranlı 4 profesyonel hırsız zanlı, dün çıkarıldıkları mahkeme tarafından yargılanıncaya kadar cezaevine gönderildi.
Merkezi Cezaevi yönetiminin temkinli davranıp, Saeid Rohani (E-53), Majid Emami (E-37), Arash Nourbarkish (E-28) ve Mansour Rajabi (E-24) isimli dört zanlıyı ayrı ayrı koğuşlara yerleştirdikleri öğrenildi.
3 kilo altın, 31 pırlanta taşı bulundu
Polis, soygun olaylarında 3 kilo altın ve yüzüklerin üzerinden sökülen 31 pırlanta taşını ele geçirdi.
Soygunlarda çalınan ve günlerdir aranan 31 adet pırlanta taşının aslında polis hücrelerinde olduğu anlaşılmıştı. Kayıp pırlantaları, İranlı 4 soyguncudan birinin yakalanacaklarını anlayınca kaldıkları otel odasında naylona sararak yuttuğu ve götürüldüğü polis karakolunda, tuvalette dışkılama yoluyla çıkarıp, kaldığı hücredeki battaniyenin arasında sakladığı ortaya çıktı.
Soygunlarda çalınan 717 gram ziynet eşyası ve 27 adet Dizel marka kol saati ise halen bulunamadı.
Kıdemli Yargıç Tacan Reynar'ın huzurunda görüşülen davada, KKTC Başsavcılığı adına savcı yardımcısı Behrat Mavioğlu, Lefkoşa Polis Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Hüseyin Redif'i tanık olarak dinletti.
Polis, işledikleri soygunları hatırlattı
Hüseyin Redif, zanlılar Saeid Rohani, Majid Emami, Arash Nourbakhsh ve Mansour Rajabi’nin 24
Temmuz’da, saat 05.00’te, Lefkoşa’da Metropol bölgesinde Şehit Kemal Ünal Caddesi üzerinde bulunan ve işletmeciliğini İrfan Baysalhan’ın yaptığı Lal Kuyumculuk’un kuzeye bakan ön vitrin camını taşla kırarak hasara uğratıp vitrinde bulunan 27 adet Dizel marka kol saatinin çalınmasıyla methaldar olduklarını anlattı.
Polis memuru Hüseyin Redif, zanlıların, 10 Eylül’de saat 04.00’te aynı cadde üzerinde bulunan Erdinç
Küçükuncular’a ait Erdinç Kuyumculuk’un batıya bakan vitrin camının ön kısmındaki panjurun sert cisimle zorlanıp hasara uğratıldıktan sonra açılıp, arkasındaki vitrin camının kırılıp, vitrinde sergilenen 197 bin TL değerindeki bin 623 gram ziynet eşyasının sirkat edilmesiyle bağlantıları olduğunu belirtti.
Redif, zanlıların 15 Eylül’de saat 04.20’de Lefkoşa’da Küçük Kaymaklı bölgesinde Muhtar Yusuf Galeria isimli işyerinde faaliyet gösteren ve işletmeciliğini Lefkoşa’da sakin Mustafa Ulu’nun yapmakta olduğu Ali Vakkas Altınbaş Kuyumculuk Ltd. isimli işyerinin kuzeye bakan alüminyum ve camdan mamul arka vitrin camı kapısının sert cisimle kırarak hasara uğrattıktan sonra dükkan içerisinden toplam 800 bin TL değerinde bin 500 gram ağırlığındaki altın ve pırlantaları çaldıklarını kaydetti.
Altınların tamamına yakını bulundu
Polis memuru Hüseyin Redif, 29 Eylül’de Ercan Havaalanı’ndan çıkış yapmak isteyen zanlıların tasarrufunda Erdinç ve Altınbaş Kuyumculuk’tan sirkat edilen toplam bin 604 gram çalıntı altınlardan bulunduğunu anımsattı.
Redif, 30 Eylül’de adaya giriş yapıp Alsancak’ta bir otelde tespit edilen Saeid Rohani ve Arash Nourbarkish’nın badem ağacının altına pet şişe içine koyup poşetle gömdükleri toplam bin 335 gram ağırlığında çalınan altınlarla tespit edildiklerini hatırlattı.
Zanlıların tasarrufunda işyerlerini açmakta kullandıkları bir adet levyenin emare alındığını söyleyen Redif,
717 gram ziynet eşyası ve 27 adet Dizel marka kol saatinin hala kayıp olduğuna dikkat çekti.
5 battaniyeyi çalarak, hücreden kaçtılar
Hüseyin Redif, 17 Ekim’de saat 04.30 sularında Lefkoşa Polis Müdürlüğü hücre bölümü içerisinde 30 Eylül’den itibaren “Dükkan açma” ve “Sirkat” suçundan tutuklu bulanan 4 zanlının, yasal nezaret altında iken, 9 numaralı hücre odasının kuzeye bakan 120x75 santim ebadındaki havalandırma penceresini kasten ve kanunsuz olarak kırıp, 250 TL hasara uğrattıktan sonra konu hücre içerisindeki 150 TL değerindeki 5 adet battaniyeyi sirkat edip, firar ettiklerini söyledi.
Redif, zanlıların aynı gün Dereboyu'nda eski makarna fabrikası bölgesinde fark edildiğini, polisi görünce saklandıkları yerden koşarak güneye geçmeye çalışırken ara bölgede BM Barış Gücü askerleri tarafından yakalanarak, Türk polisine teslim edildiğini mahkemeye aktardı.
Polis, profesyonel hırsızların adaya giriş-çıkışlarını açıkladı
Polis memuru Hüseyin Redif, İran uyruklu zanlılar Saeid Rohani ve Majid Emami’nin KKTC’ye üç kez giriş yaptığını, diğer iki zanlının 23 Eylül’de giriş yaptıklarını belirtti.
Redif, “Zanlılar adaya her geldikleri dönemde bahse konu cürümleri işlediler” dedi. Tahkikatın zanlılarla ilgili kısmının tamamlanmak üzere olduğunu belirten Redif, zanlılar aleyhine düzenlenecek dosyanın uzun sürede tamamlanabileceğini anlattı.
4 zanlının da suçunu kabul edip, gönüllü ifade verdiğini söyleyen Redif, “Mesele çok yönlü soruşturuluyor. Tahkikatın üç ayda bitmesi de mümkün değil ancak yasal süre olan 3 ay tutukluluklarını talep ederim” dedi.
“İnfial yarattılar”
Savcı yardımcısı Behrat Mavioğlu, “bunlar infial yaratan ve alışkın olmadığımız olaylardır” dedi. Mavioğlu, zanlıların işledikleri suçların ağır ceza kapsamında olduğuna işaret edip, meseleyle ilgili güçlü bağı olan zanlıların tutuklu yargılanmasını talep etti.
Zanlı: Süre uzun
Saeid Rohani ve Majid Emami avukatları aracılığı ile tutuklu yargılanmaya itiraz etmezken, Arash Nourbakhsh ve Mansour Rajabi, “Süre uzun, biraz daha kısa olsun” dedi.
Reynar: Kaçtıkları bilgimizde
Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, “Tahkikatın devam ederken, zanlıların 17 Ekim’de polis nezaretinden kaçtıkları, yasal olmayan yollardan askeri yasak bölgeyi ihlal ettikleri ve ara bölgede yakalandıkları bilgimizde” dedi.
Reynar, suçların vahameti ve zanlıların yargılanmaktan kaçma ihtimallerine vurgu yaparak, üç ayı aşmayacak bir süreyle Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu kalmalarına emir verdi.