Rumlar, Aralık 1963’te Türklere karşı ada genelinde başlattıkları saldırıların durdurulması amacıyla Türkiye’nin 13 Mart 1964’te Makarios yönetimine verdiği notaya rağmen 19 Mart 1964 sabahı Gaziveren’e saldırmıştı.

Direniş sırasında mücahitler Niyazi Hüseyin Hasan, Ahmet Rahim, Mehmet Ali Dede, Ali Faik ve Erol Hüseyin şehit düşmüştü.

Direniş sırasında eşi Hüseyin Niyazi Hasan’ı kaybeden Nevcihan Oluşum ve oğlunun dünyaca ünlü İngiliz savaş muhabiri ve fotoğrafçısı Don McCullin tarafından çekilen fotoğrafı ise Gaziveren Direnişi’nin simgesi haline geldi.

GAZİVERENLİLER DERNEĞİ

Bu arada Gaziverenliler Derneği, Gaziveren Direnişi’nin 57. yıl dönümü nedeniyle mesaj yayımladı.

Derneğin sosyal medya hesabında yer alan açıklamada, şehitlere rahmet, gazilere sağlıklı uzun ömür dilendi. Ayrıca o dönem yaşananların da anlatıldığı mesajda, Rumların 19 Mart 1964 sabahı saat 07.20’de 500 kişilik bir kuvvetle sadece 150 mücahidin bulunduğu Gaziveren’e saldırıp kuşattığı belirtildi.

Köyde bir Rum polis karakolu kurulmasını, mücahitlerin silahlarını teslim ederek teslim olmasını ve mevzilerin yıkılmasını isteyen Rumlara karşı direniş gösteren mücahitlerin bu saldırıyı püskürttüğü vurgulandı.

TATAR:“BU DİRENİŞİ, BU DİRENİŞTE TOPRAĞA DÜŞEN AZİZ ŞEHİTLERİ VE YAŞANAN ACILARI UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk mücadele ve direniş tarihinin en önemli safhalarından biri olan Gaziveren ve Çamlıköy Direnişi’nin 57’nci yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Bu direnişi, bu direnişte toprağa düşen aziz şehitleri ve yaşanan acıları unutmanın mümkün olmadığını kaydeden Tatar, mesajında, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoruyla işgal eden Rum tarafını “Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti olarak kabul eden” BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli siyasi ve haksız kararından cesaret ve güç olan Rum Yönetimi, Türk direnişini ve halkımızı yok etmek için çok büyük bir saldırı başlatırken, bu saldırıların hedefinde Gaziveren ve Çamlıköy de vardı.

Bu saldırılara karşı büyük bir direniş gösterilirken, halkımızın evlatları Türklüğün onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmemek için toprağa düştü” ifadelerini kullandı.

Bugün, Kıbrıslı Türkler’in kendi vatan ve devletlerinde özgür ve bağımsız olarak yaşıyorsa, bunu aziz şehitlere borçlu olduklarını belirten Tatar şunları kaydetti:
“Aziz şehitlerimizin bizlere emaneti olan vatanı, devleti, özgürlük ve bağımsızlığı dün olduğu gibi sonsuza dek asla ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz. Anavatan Türkiye her zaman olduğu gibi yanımızdadır. Kıbrıs Türk halkı Rum’un azınlığı olmayacaktır.

Vatan bildiğimiz bu topraklarda İstiklal Marşı ve Ezan sesi susmayacaktır, bayraklarımız gönderden inmeyecektir. Tüm dünya üzerimize gelse de 1974 öncesinin karanlık günlerine dönmeyeceğiz, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkının onuru, şerefi, özgürlüğü ve bağımsızlığı için toprağa düşen şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Vatan ve halkımız size minnettardır. Ruhlarınız şad olsun”.