0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Son yıllarda ülkemizdeki eğlence sektörüne önemli yatırımlarda bulunan iş insanı Çağın Keskin, 24 Nisan Cumartesi günü düzenlenen eyleme destek çağrısı yapan ve katılan Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Özlem Gürkut’un insani değil siyasi bir tavır gösterdiğini söyledi.

Türkiye’deki gece hayatının tecrübeli ve tanınmış isimlerinden Çağın Keskin, hem ülkemizdeki yatırımlarını, hem sektörün mevcut durumunu hem de pandemi sürecinde yaşananları gazetemiz Kıbrıs Gerçek’e anlattı.

Keskin daha önce başka bir isimle sektörde boy gösteren bir Club’ı satın alıp adını değiştirmiş ve sektöre büyük bir yatırımla adım atmıştı. Bu büyük yatırımın hemen ardından Covid-19’un tüm dünyayı sarmasıyla çok zor bir süreç yaşadığını ifade eden Keskin, tüm sektörler açıkken dahi kendilerinin kapalı olduğunu, bunun çok büyük bir adaletsiz içerdiğini anlattı. Günlük vaka sayısı 5-6 civarında olduğu dönemde birçok üst düzey bürokratla bu adaletsizliği konuştuklarını belirten Keskin, yaptıkları bu görüşmelerden hiçbir sonuç alamadıklarını söyledi.

Eğlence Sektörü İnisiyatifi olarak bir süre önce Res-Bir’le hareket etme kararı aldıklarını ifade eden Keskin, iki ay önce eylem kararı almalarının ardından Lefkoşa Polis Müdürü ile toplantı yaptıklarını ve 50 kişiden fazla kişiyle eylem yaptıkları takdirde kişilerin tespit edilerek bir yıl hapis cezasıyla yargılanacağının kendilerine iletildiğini söyledi. Keskin, “Biz de devletimize ve milletimize duyduğumuz saygıdan dolayı, Res-Bir Yönetimi ile beraber aldığımız ortak kararla hiçbir sektör paydaşımızı riske atmamak için bu eylemimizden vazgeçtik” dedi.

Daha sonra Bundan yaşadıklarının ise çok manidar olduğunu belirten Keskin, “özellikle geçen Cumartesi günü kendisini hiç tanımadığım, tabipler birliği başkanı olarak zikredilen Özlem Gürkut adlı şahsın Cenevre öncesi tüm tabipler birliğini ve halkımızı eyleme çağıran Facebook çağrısını gördüm. Bu maalesef tüm insani duyguları bir kenara bırakan tamamen bir siyasi çağrıydı” İfade etti.

“Hakka ve hukuka inanan bir vatandaş olarak devletimizin polisinin bu eyleme izin vermeyeceğini düşündüm” diyen Keskin, “Fakat sonrasında sosyal medyada birçok video dolaşmaya başladı. Yaklaşık 2500-3000 insanımız iç içe sanki hiç bulaş yokmuş gibi slogan atıyorlardı” dedi.

Aynı Özlem Gürkut’un sadece 22 vaka varken “ülkeyi kapatmalıyız” diyen kişi olduğunu hatırlatan Keskin, “Özlem Gürkut o günden sonra oraya gelen kişilerin dedesine ninesine virüsü bulaştırıp o kişilerin ölmeyeceğinin garantisini verebilir mi bana?” diye sordu.

“Hiçbir zaman siyasette bir taraf olmadım” diyen Keskin, “bu söylemleri sadece bir mekan sahibi ve bir vatandaş olarak ifade ediyorum” dedi. Hiç kimseyi zan altında bırakmamak ve haklı olduğuna inandığı için bu yolda daha önce beraber kol kola yürüdüğü Eğlence Sektörü İnisiyatifi’nin görüşü olmadan tek başına bir adım atmaya hazırlandığını ifade etti. Özlem Gürkut’un destek verdiği eyleme ve o eyleme çağrısı yüzünden oluşacak bulaş sonucunda daha kaç ay daha kapalı ve aç kalacaklarının tüm sektörün kafasında soru işareti yarattığının altını çizen Keskin, “bu yaşanan talihsizliğe kendime duyduğum saygıdan dolayı sessiz kalmayacağımı herkesin bilmesini isterim” dedi.

“Avukatlarımla yaptığım görüşmeler sonucunda insan hayatını hiçe sayan bu davranışından sonra bulunduğu makama yakışmayacak hareketlerde bulunan Özlem Gürkut adlı şahsı yarından itibaren başlamak üzere öncelikle vatanımızın direği olan polise şikayette bulunacağım daha sonrasında da tüm maddi ve manevi tazminat haklarımı kullanarak gerekli davaları açacağımı herkesle paylaşmak isterim diyen Keskin, “Herkesin bilmesini isterim ki bu davranışım barların ve klüplerin açılmasını sağlamaktan ziyade herşeyden önce insan sağlığını hiçe sayan bu zihniyeti tazminata mahkum etmektir” dedi.

“Devlet makamlarımızdan ricam Kıbrıs’ın adaletine, güvenilirliğine dayanarak buraya yerleşmiş olan bir vatandaşa haklılığını ispat etme şansı tanımasıdır” çağrısında bulunan Çağın Keskin, “Umarım bu paylaşımımdan sonra, yalnız çıktığım bu yolda sektör paydaşlarım yanımda olur ve hep beraber Kıbrıs’ımızdaki hukuk sistemimizin gerçekten haklının yanında olduğunu tüm dünyaya ispat etme şansını yakalarız” söyleminde bulundu.