Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, travmatik olayların, korku, tedirginlik, üzüntü, kafa karışıklığı gibi bir sürü tepkiye neden olduğu kaydedilerek, “Eğer kendi yaşamınızda veya çevrenizde aile içi şiddet, çocuğa yönelik istismar ve ihmal gözlüyorsanız bununla ilgili Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane, sağlık merkezi gibi kurumlara başvurmaktan çekinmeyin” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şöyle denildi:
“Bu tür olayların haberleştirilmesinde ve topluma duyurulmasında belirli kurallara uyulması toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Dolayısıyla medyaya bu konuda önemli görevler düşmektedir. Kadına şiddet, istismar ve çocukların dahil olduğu travmatik yaşantılar ve olayların aktarılmasında kullanılan medya dilinin olası ikincil travmaları önlemek adına hassasiyet gösterilmesi gereken bir konu.
AKTARILIŞ BİÇİMİ BU ŞİDDETİN YAYILMASINA NEDEN OLMAKTA
Bu gibi travmatik olayların medya tarafından aktarılış biçimi bu şiddetin yayılmasına neden olmakta ve ikincil travma etkisine sebebiyet vermektedir. Bu nedenledir medya bu gibi konuların aktarılmasında toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, şiddet dilinden uzak, olayı olumlamayan bir dil kullanmalıdır. Bu tür haberlerde toplumu bilgilendirici nitelikte bir haber dilinin tercih edilmesi gerekmektedir.”
Medya kuruluşlarının bu gibi konularda yardım alabilecekleri adresleri gösterecek, sahip olunan hakları ön plana çıkarıcı bir yayın anlayışı benimsenmesi gerektiği, bu tarz travmatik yaşantılardan etkilenen kişilerin bu konuda yardım alabilecekleri uzman kişilere danışmasının önemli olduğu kaydedildi.
Açıklamada bakanlık olarak, topluma yönelik psikossoyal çalışmaların daha etkili bir şekilde yürütülmesi için yoğun bir çaba harcadıkları ifade edildi.
