KTÖS: Okulların ne zaman ve nasıl açılacağı konusunda çalışmalara başlanmalı
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), “okulların ne zaman ve nasıl açılacağı” sorularına yanıt bulmak için Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın sendikalar, sağlık uzmanları, sosyal hizmet uzmanı ve psikologlarla çalışmaya başlaması gerektiğini bildirdi.
Eğitim Sekreteri Burak Maviş tarafından yapılan KTÖS yazılı açıklamasında, “Sosyal mesafe kurallarını uzun bir süre uygulayacaksak, taşımacılık, okul giriş çıkışları, oyun alanları ile ilgili önlemlerin nasıl olacağı, metrekareye göre sınıftaki öğrenci sayısının belirlenmesi, sınıflardaki öğrenci sayılarının yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir” dedi.
Kovid-19 ile mücadelede temizlik ve hijyenin önemine de dikkat çeken KTÖS, bu bağlamda bakanlığın tüm okullar için temizlik personeli ve ihtiyaç olan temizlik malzemelerini şimdiden temin etmesi ve okullara bu dönemde salgın bağlantılı harcamalar yapabilmesi için bütçe ayırması, öğretmenler için de kişisel korunma ekipmanlarının sağlanması gerektiğini kaydetti.
Kovid-19 salgınının eğitim/öğretim faaliyetlerinin seyrini değiştirdiği bir dönemden geçerken, toplumun dayanışma ve iş birliğine, öğretmenler, aileler ve öğrencilerin çeşitlilik, motivasyon ve her türlü desteğe ihtiyacı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu süreç içerisinde gerek sendika olarak gerekse sivil toplum ile iş birliği içerisinde eğitim/öğretim faaliyetlerine ve toplumsal dayanışmaya her alanda katkı koymaya devam edeceğiz” denildi.
Açıklamada öğrencilere, ailelere, öğretmenlere ve Milli Eğitim Baklanlığı yetkililerine şöyle seslenildi:
“İçinden geçtiğimiz bu dönemde sizlere neden evde kalınması gerektiğini en iyi öğretmeniniz, aileniz ve sağlık uzmanları anlatabilir. Bu süreç içerisinde bazen farklı duygular hissedebilirsiniz. En temel ihtiyacınız olan oyun hakkınızı dışarda kullanamadığınız için üzgünüz. Yine de, bu dönemde evde oyunlar oynayabilir, ailenizle hem eğlenceli hem de öğretici zaman geçirebilir ve eğitim/öğretimi keyifli bir hale dönüştürebilirsiniz. Öğretmenleriniz ve arkadaşlarınız ile çeşitli dijital platformlar üzerinden görüntülü iletişim kurmanız, düşüncelerinizi, fikirlerinizi paylaşmanız hem yaratıcılığınızı geliştirecek hem de birlikteliğimizin devamını sağlayacaktır.
Kovid-19, sağlığımızı tehdit ettiği gibi, ekonomik ve sosyal hayatın durmasına da neden olmuştur. Bu sıkıntılı günler içerisinde her ailenin maddi ve manevi desteğe ihtiyacı olabilir. Çocuğunuzun ve sizin sağlık, beslenme, barınma ve eğitim hakkı bizler için önemlidir. Bu konular ile ilgili yardıma ihtiyacınız olursa öğretmenlerimiz aracılığıyla sendikamızla veya alan uzmanlarıyla çekinmeden iletişime geçebilirsiniz. Bu süreç içerisinde çocuğunuzla eğlenceli ve öğretici zaman geçirebilir, öğretmenlerimiz rehberliğinde hazırlanan etkinliklerle çocuğunuzun öğrenimine katkı koyabilirsiniz. Çocuğunuzun neden evde kalmamız gerektiği ile ilgili sorularına psikologlardan destek alarak cevap verebilirsiniz. Bu süreç içerisinde bilgi kirliliğine karşı çocuklarınızı KTTB ve DSÖ’nün tavsiyeleri ile koruyabilirsiniz. Stresi en aza indirmek için çocuklarınızı dinleyin, kendinize de zaman ayırın, ihmal veya istismara yol açabilecek davranışlardan uzak durmak, Kovid-19 salgını ile mücadelemiz kadar önemlidir.
Eğitim-öğretim adına her alanda yaptığınız katkılar ortadadır ve bu katkılar toplumsal dayanışmamıza olumlu yansımaktadır. Bu süreç içerisinde öğrencileriniz ve ailelerin her türlü desteğe ihtiyacı olacaktır. Bu süreçte ailelerin bütçeleri etkilenmiştir ve hem ekonomik hem de sosyal olarak çok daha stresli bir ortam mevcuttur. Etkinliklerinizi seçerken ailelerin imkanları doğrultusunda yönergeler hazırlamanız, çıktı istemeyen yaklaşımlar sunmanız ve çocukların eğlenerek öğrenmelerini sağlamanız hem aile bütçelerine hem de motivasyonlarına katkı koyacaktır. Bu süreç içerisinde çocuklarımız da etkilenmiştir. Onlara öğretim desteği yanında rehberlik etmeniz kapsayıcı olacaktır.
Özellikle erken çocukluk dönemindeki öğrencilerinizle bire bir temas etmeniz, destek açısından önemlidir. Zoom, whatsapp, skype ve benzeri uygulamalar ile öğrencileriniz ile kişisel veya sanal sınıf ortamında eğitim ortamı yaratırken, çocuk koruma politikalarına dikkat ediniz. Bir önlem olarak sadece öğretmenin kamerasının açık olması, öğrencilerin sesinin duyulması veya ilkokul çağındaki çocukların aileleri ile birlikte kamerayı açması UNICEF’in tavsiye ettiği uygulamalardır.
Oyun hakkı sınırlanan çocukların, evde bilgisayar veya televizyon ile eğitim faaliyetlerine katkı koyması da sınırlı olacaktır. Bu sınırlılıklar içerisinde öğretimi oyunla motive etmeniz, adaptive learning (uyarlamalı öğrenim ortamlarına) öğrencileri yönlendirmeniz, belgesel izleme vb. aktiviteleri tavsiye etmeniz farklılık yaratacaktır. Öğrencilerinizin eğitim hakkı gibi, vücut bütünlüğü, sağlık, barınma ve beslenme hakkı da önemlidir. Bu yönde desteğe ihtiyacı olan aileleri, sendikamıza veya ilgili birimlere bildirmeniz dayanışma açısından elzemdir. Salgından dolayı çocuklarımızın bu haklarının istismara veya ihmale uğramadan kesintisiz devam etmesini istiyoruz.
Gönüllü öğretmenlerin kaydettiği videolarla bakanlığın bir portal oluşturması olumlu bir adımdır. TV yayını çağrımız, tam anlamıyla videoların televizyondan gösterilmesi anlayışı üzerine olmasa da, BRT2 kanalı üzerinde ile çevrim dışı yayınlamanızı da olumlu bulmaktayız. Rehber hizmetleri için telefon numarası yayınlamanız ve devlet okullarının kolonya/yiyecek üretimi de bu sürece olumlu yansıyan davranışlardan bazılarıdır.
Eğitim Bakanlığı’nın asli görevi olan eğitimin tüm destek hizmetleri ile eşit, erişebilir ve çocuğun yüksek yararına yönelik olması gerekmektedir. Tüm zamanların aksine, eşitlik bu dönemde daha da ön planda olmalıdır. Burada bir noktanın altını çizmekte fayda vardır, çevrim dışı aktiviteler sadece bir destek eğitimi olarak kabul edilmelidir.
Videolara erişim sayısı, izlenme süresi çocuktan çocuğa göre değişebileceği gibi, yetişkinlerin de bunları izlediği kabul edilmelidir. Bu yüzden Bakanlığın %45 ortalama izlenme oranı verileri gerçekte çok daha düşük olabilir. Kaldı ki verilen oran bile öğrenciler arasında ciddi bir dezavantaj ve eşitsizlik yaratacaktır. Bu yüzden bunun bir destek eğitimi olarak kabul edilmesi ve her çocuğun farklı ihtiyaçlarının olduğunun vurgulanması gerekmektedir.
Çocuğa görelik, yerellik, yakınlık ve yaparak yaşayarak öğrenme ilkesi, ailelerin cihaz ve internet problemleri, tek dillilik, çeşitlilik ve alternatif yoksunluğu, tek yönlülük, çocukların motivasyonunun düşük olması, salgın ve ekonomik sıkıntıların öncelikli olması, sistemin sınırlılıklarını da ortaya koymaktadır.
Çocuğun en kolay öğrenebileceği yer olan sınıf ortamından uzak olması, öğretmen veya arkadaşları ile aynı sosyal ortamda olmaması da bir dezavantajdır. Aileler için göze çarpan en büyük sıkıntı, çocukların bilgisayar veya televizyondan uzun süreli dersleri takip edememesidir. Sınıf ortamında bile çocuğun sabah saatlerinde ders dinleme süresi bilimsel olarak 20 dakikadır. Her öğretmene ve her çocuğa sağlanacak çevrimiçi sistemler ile bu dezavantaj bir nebze giderilebilir. Diğer bir nokta ise en az kabul edebileceğimiz % 55 erişememe durumudur. Bu oran çok büyüktür ve aşağı çekmek için ailelere teknolojik destek sağlamak gerekmektedir.
53 bin ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisiyle birlikte 100 bin civarı üniversite öğrencisi vardır. 90 yerli PDR öğretmeni, 90 tane de TC’den gelen PDR öğretmeni olduğu gerçeği önümüzde durmaktadır. Yayınlanan bir whatsapp numarası ile 1 psikolog danışman ve rehbere 295 aile düşmektedir. Bu desteği artırmak Eğitim Bakanlığı’nın elindendir. Eğitim Bakanlığı, 485 dolayındaki işsiz PDR mezunundan ücretli hizmet alabilir ve bu oran 1/77 olabilir.
Ekonomik destek paketlerinin dışında bırakılan kreş, özel okul, üniversite ve benzeri kurumlarda çalışan eğitimcilerin ve üniversite öğrencilerinin her türlü sorununa Eğitim Bakanlığı destek olmalıdır. Yükseköğrenim alanındaki patron mağduriyetlerinin önüne geçilmelidir.”
KTÖS, “okulların ne zaman ve nasıl açılacağı” sorularına yanıt bulmak için bakanlığın başta sendikalar, sağlık uzmanları, sosyal hizmet uzmanı ve psikologlarla çalışmaya başlaması gerektiğini de kaydetti.
“Eğitim günü sayısı, ders süresi ve tatil zamanlarının nasıl yürütüleceği ile ilgili çalışmalar hemen başlamalıdır” denilen açıklamada, ders geçme kriterleri ile ilgili öğretmenlerin kanaatine güvenmesi, KGS ile ilgili tüm çocuklara eşit haklar tanıyacak yeni bir düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çekildi.
Bununla birlikte Milli Eğitim Bakanlığının toplumsal dayanışma gösterilen bir dönemde sendikaların eğitime olan katkısını göz ardı etmemesi gerektiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Salgının nasıl devam edeceği veya okulların ne zaman, nasıl açılacağı ile ilgili bilinmezlik olduğu bu dönemde, Eğitim Bakanlığı’nın kaynakları geleceğe bir yatırım olarak her öğretmen ve her çocuğa bilgisayar, internet ve çevrim içi dijital ortam sağlamak üzere kullanılmalı ve bu kaynakları yetkileri ile beraber sivil toplumla da paylaşmalıdır.Bu süreçte merkezi eğitim yerine, yerel bir anlayış benimsenmelidir. Karşılıklı iş birliği ve dayanışma çeşitlilik yaratacak ve bu çeşitlilik çocukların faydasına olacaktır.”
Açıklamada, öğretmen, öğrenci ve ailelerin bu süreçte eğitim/öğretim hizmetleri dışında ekonomik, sosyal ve farklı alanlarda da desteğe ihtiyacı olduğu belirtilerek, bakanlara yönelik; “Özellikle ekonomik destek paketlerinin dışında bırakılan ailelerin çocukları sağlık, barınma, beslenme ve eğitim sorunları ile de karşı karşıya bırakılmıştır. Aldığınız kararlar çocukların hayatlarını daha da olumsuz etkileyecektir. Çocuğun yüksek yararını gözetmeden aldığınız bu kararlara desteğimiz yoktur” ifadeleri kullanıldı.
Bu süreç içerisinde dezavantajlı gruplara ileriki süreçlerde destek olmak amacıyla www.ktosegitim.com adresinin yayına başlayacağı ve sivil toplum ile iş birliği içerisinde her kesime alternatif materyallerle destek verileceği de belirtilen açıklamada, eğitim ve toplumsal katkı adına işbirliğinden dolayı DAÜ Eğitim Fakültesi, Kıbrıs Türk PDR Derneği, SOS Çocuk Köyü Derneği, Radyo Mayıs, KT Gazeteciler Birliği, Öğretmenler Kooperatifi, KTTB, TIP-İş, basın kuruluşları, tüm akademisyen ve öğretmen üyelere teşekkür edildi.
KTÖS, toplumsal mücadeleye ve eğitim/öğretim faaliyetlerine katkı koymaya devam edeceğini de vurguladı.