Kıbrıs’ın her iki yakasında da büyük bir infiale yol açan “Elmas- Zerrin- Eylül” Güzelyurtlu cinayeti aradan geçen 12 yıla rağmen halen aydınlanmazken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, uzun süredir gündeminde olan Güzelyurtlu ailesi cinayeti ile ilgili kararını önceki gün açıkladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Güzelyurtlu ailesi cinayetinin aydınlanmaması ile ilgili hem Kıbrıs Cumhuriyeti hem de Türkiye suçlu bulundu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararında, Kıbrıs ile Türkiye arasında işbirliği eksikliği nedeniyle, Lefkoşa – Larnaka otoyolunda 15 Ocak 2005 tarihinde işlenen cinayetle ilgili soruşturmada bir sonuca varılamadığı vurgulandı.
Yapılan açıklamada, Elmas Güzelyurtlu’nun ölü olarak bir hendekte, eşi ve kızlarının ise acil durum şeridinde park etmiş olan arabanın arka koltuğunda ölü olarak bulundukları, katillerin ise ‘KKTC’ye kaçtıkları belirtildi.
AİHM’sine göre, gerek Kıbrıs Cumhuriyeti, gerek Türkiye, gerekse “KKTC” yetkilileri tarafından, bu katliamlarla ilgili araştırmalar gerçekleştirildi.Hatta “KKTC” yetkililerinin, konuyla ilgili dosyanın, araştırılmaların ilerletilmesi amacıyla, karşı tarafa verilmesi konusunda ısrar ettikleri, ancak Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin bunu kabul etmedikleri kaydedilmektedir.
Bunun yanı sıra, “araştırmalar sırasında toplanan veriler temelinde, Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin, “KKTC” de bulunan suçluların mahkemeye sevk edilmeleri amacıyla iadelerini sağlama yolunda çabaladıkları belirtilmektedir.
Bunun yanı sıra, “iade başvurularının Kıbrıslı yetkililere cevapsız bir şekilde geri gönderildiği” ve iki ülke tarafından yapılan araştırmaların 2008’de sonuçsuz kaldığı kaydedilmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak, kurbanların yedi akrabasının AİHM’ne başvurdukları ve “akrabalarının katliamıyla ilgili soruşturmaların başarıya ulaşabilmesi yönünde, Kıbrıslı ve Türk yetkililerin işbirliği yapmakta başarısız kaldıkları” yönünde şikayette bulundukları belirtildi. Beş lehte, iki aleyhte oyla, AİHM, her iki ülke hükümetlerinin her bir başvurana manevi tazminat olarak, 8 bin 500 avro ödemesine karar verdi.
Mahkemeye göre, bu durumda da olduğu gibi, katliamlarla ilgili araştırmalara, kaçınılmaz olarak birden fazla devlet karışması durumunda, bu devletler, sonuç verici bir şekilde işbirliği yapma ve araştırmaların kolaylaştırılması için, gerekli adımları atma mecburiyeti altında bulunurlar.
Buna karşılık, Mahkemeye sunulan verilere göre, “her iki hükümetin de, BM de olmak üzere, sunulan farklı seçeneklere rağmen, konumlarında herhangi bir uzlaşma yapmaya, orta bir yol bulmaya hazır olmadıklarının net olarak ortaya çıktığı belirtilmektedir.
Belirtildiğine göre, bu durum, Kıbrıs ile Türkiye arasında uzun yıllar süren siyasi mücadeleden kaynaklanan politik yaklaşımlardan dolayı ortaya çıkmaktadır.
AİHM son olarak, basit bir konuda bir sonuca varılması yönünde, sekiz yıl içinde herhangi bir şey yapılmadığını ifade etti.
AİHM’de Kıbrıslı yargıç Georgios Sergides ve AİHM yargıcı Pere Pastor Vilanova (Andorra’dan) kısmen farklı bir görüş dile getirdiler ve bu görüşler karara bağlandı.
Elmas Güzelyurtlu, eşi Zerrin Güzelyurtlu ve küçük kızı Eylül Güzelyurtlu, 15 Ocak 2005 tarihinde, Güney Lefkoşa’da bulunan evlerinden alınırken, Lefkoşa- Pile güzergahı üzerinde yer alan, Goşşi köyü yakınlarında öldürülmüştü.
Rum polisi, olayın hemen ardından, Mustafa Çavga, Emin Özbeyit, Mustafa Akmandor ve Hikmet Oruç isimlerini gündeme getirerek, yargılanmaları için iadelerini istemişti.
Güzelyurtlu ve ailesinin katledilmesinin ardından adalet gecikince, önce olayda zanlı olarak tutuklanan, delil yetersizliğinden serbest bırakılan Mustafa Akmandor, daha sonra da “Güzelyurtluyu öldürenlerden hesap soracağım” diyen Yücel Erol cinayetleri işlendi.
Elmas Güzelyurtlu ve ailesini katledenler “siyasi” gerekçelerle yargılanamazken, zanlı olarak tutuklanan, ardından da Yücel Erol cinayetine karışan Mustafa Çavga, “Güzelyurtlu cinayetini Emin Özbeyit işledi” itirafında bulunmuştu.
Yücel Erol cinayetinin güneyde işlenen Elmas Güzelyurtlu cinayeti ile bağlantısı olduğu, Erol’u öldürenler yargılanırken ortaya çıktı.
“Erol’un bizi öldürmesinden korktuk” itirafı mahkemede birçok noktaya da açıklık getirmişti. Mustafa Çavga, Elmas Güzelyurtlu ve ailesinin Emin Özbeyit tarafından katledildiğini itiraf ederken, küçük kızı Eylül’ü “neden öldürdüğü” gerekçesiyle tartıştıklarını da dile getirmişti.
Çavga, 2 Haziran 2010 tarihli savunmasında, “Beş yıl önce işlenen Güzelyurtlu ve ailesi cinayetinde tetiği çeken Emin Özbeyit. Güzelyurtlu ailesini Emin öldürdü. Ben cinayeti gördüm” demişti.
Mustafa Çavga ayrıca, aynı ifadesinde Özbeyit’in kendisine Güzelyurtlu cinayetini üstlenmesi için para teklif ettiğini de söyledi.
Yücel Erol Cinayeti nedeniyle cezaevinde yatan Mustafa Çavga, Emin Özbeyit ve Hasan Nur, cinayete mecbur kaldıklarını ifade etmişti.
Emin Özbeyit, polisin video kayıtlarına geçen ve mahkemeye de sunulan ifadesinde, Yücel Erol’u öldürdüğünü itiraf etmişti.
Özbeyit, ““Bunu mecbur kaldığımız için yaptık. Biz onu vurmasaydık, o bizi vuracaktı. Erol bizi öldürtmek için uzun mermili suikast silahı bile getirtmişti” ifadesini kullanmıştı.
Özbeyit, Güzelyurtlu ailesini öldürdüğünü hiçbir zaman itiraf etmezken, Yücel Erol’un kendisini sorumlu tutarak öldürmek istediğini sık sık vurguladı.
Rum polisinin elinde eşkâli olduğu iddia edilen bir diğer isim ise Türkiye’den cinayet günü adaya gelen, hemen ardından ise ayrılan Hikmet Oruç’tu.
İddiaya göre, Rum polisi, Güzelyurtlu ailesinin bilgi için kendilerine başvuran avukatlarına Oruç’un cinayet öncesinde Güzelyurtlu ailesinin Güney Kıbrıs’taki evini gözetleyen görüntüsünü gösterdi.
Oruç, Güzelyurtlunun evinin karşısındaki marketin kamerasına takıldı. Güneye kaçak geçtiği, “gözetmenlik” yaptığı ve yine Kuzeye geçtiği iddia edilen Oruç’un ifadesine başvurulamadı.
Hikmet Oruç ismi, Elmas- Zerrin ve Eylül Güzelyurtlu olayında hep bir sır olarak kaldı.
Elmas Güzelyurtlu’nun oğlu Mehmet Güzelyurtlu, Güzelyurtlu ailesi cinayetinin aydınlatılması ile ilgili 11 yılı aşkın süredir mücadele ettiklerini belirterek “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı, en azından bu olayla ilgili suçluların daha adil yargılanmasına imkan sağlayacak” dedi.
Mehmet Güzelyurtlu, “Güzelyurtlu ailesi cinayetinin peşi sıra başka cinayetler de oldu. Eğer Güzelyurtlu ailesi cinayeti zamanında aydınlatılabilseydi başka cinayetler olmayacaktı. Şuan başka cinayetleri işledikleri gerekçesi ile hapis yatan kişilerin Güzelyurtlu ailesinin cinayeti ile ilgili yargılanması için mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.
GÜNCEL
26 Kasım 2024GENEL
26 Kasım 2024KIBRIS
26 Kasım 2024GÜNDEM
26 Kasım 20243. SAYFA
26 Kasım 20243. SAYFA
26 Kasım 20243. SAYFA
26 Kasım 2024