Rum yönetiminin son bir gayretle, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış Harekâtı yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde yapacağı ziyarette ilan etmesi beklenen kapalı Maraş’la ilgili gelişmeleri engellemeye çalıştığı haber verildi.

Fileleftheros “Erdoğan Kimseyi Dinlemiyor… Lefkoşa’nın Yeni Emrivakileri Engellemek İçin Son Gayretleri… Maraş İçin Kritik Günler” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Rum yönetiminin bu çerçevedeki diplomatik eylemlerini BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve AB üzerinde yoğunlaştırdığını yazdı.

Rum yönetiminin özellikle liderlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Maraş’la ilgili planlamaları açısından caydırıcı olabilecek şahsî müdahalelerine yatırım yapmakta olduğuna işaret edilen haberde şu vurgular yapıldı:

“Erdoğan’a baskı yapma konusunda dikkatler özellikle ABD Başkanı Joe Biden’e, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lacrov’a çevrildi. Türk Cumhurbaşkanı şu ana kadar kimseyi dinlemiyor ve kapalı Maraş ile ilgili planlarını uygulamada kararlı görünüyor. Lefkoşa, BM Genel Sekreteri’nin rapor taslağının içeriğini, Erdoğan’ın niyetlerini engelleme çabasında yardımcı bulmuyor. Lefkoşa Erdoğan’ın açıklamalarının kapalı Maraş’la sınırlı kalmayacağını, Kıbrıslı Türklerin ayrı bir varlık olduğu mesajını vererek sahte devleti güçlendirecek başka eylemlerde de bulunacağını değerlendiriyor. Antonio Guterres’in Maraş’taki olguları kaleme alma şekli Başkan Anastasiadis’in gözünden kaçmadı, Genel Sekreter’in özellikle Maraş konularında daha net olmasını beklerdim dedi.”

Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in kısa süre önce Rus dengi Lavrov ile telefon görüşmesi yaptığı hatırlatılan haberde Hristodulidis’in Dış Konular Konseyi’ne katılmak üzere dün akşam Brüksel’e gittiği, bu çerçevede Fransız dengi ile Güvenlik Konseyi dönem başkanlığını devralacak Fransa’nın Konsey’deki tavrını görüşeceği bilgisi verildi.

Hristodulidis’in Konsey’de, Erdoğan’ın yapacağı ziyaret sebebiyle kapalı Maraş konusunu özellikle öne çıkararak Kıbrıs sorununu gündeme getireceğine işaret edildi.

Haberi “Dikkatler Maraş’ta… Yasadışı Tayyip Erdoğan Ziyareti Öncesinde Belirleyici Gelişmeler Haftası” başlığıyla iç sayfasında detaylandıran gazete, Erdoğan’ın, ziyareti sırasında kapalı Maraş ile ilgili ilanlar yapmasının beklendiğini ancak bu ilanların ne kadar olacağını kimsenin kesin olarak bilemeyeceğini yazdı.

Habere göre Rum yönetiminin elindeki bilgiler, ilk aşamada kapalı Maraş’ın, Maraş’ın meskûn bölgelerine bitişik kısımlarının askerî bölge statüsünden çıkarılarak açılacağı ve Erdoğan’ın Rumlara, mallarını Kıbrıs Türk idaresi altında kullanabilmek için Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurma çağrısı yapacağı yönünde.

Gazete Rum Ulusal Konseyi’nin, sözde “Maraş Belediye Başkanı” Simos Yoannu’nun da katılımı ile Çarşamba günü toplanacağını, Rum Sözcü Pelekanos’un da dünkü söyleşisinde verdiği, Çarşamba günü Konsey’de, Rumlara TMK’ya başvurma çağrısı yapılması halinde alınabilecek hukuki önlemlerin ele alınacağı bilgisini hatırlattı. “Ancak Ulusal Konsey toplantılarının nasıl yapıldığı bilindiğinden, bunun pratikte çok da kolay olması beklenmiyor” diye ekledi.

Gazete AKEL’in, Türkiye’nin Maraş’taki eylemleri ve önümüzdeki haftalarda olması beklenen gelişmelerin Rum tarafına ve özellikle Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e büyük sorumluluk yüklediğine dikkat çektiği bir bildiri yayımladığını yazdı.

Habere göre bildiride, “Başkan, Ulusal Konsey toplantısı öncesinde ve Genel Sekreter’in İyi Niyet Misyonu ile ilgili raporu da ortadayken, durum düzeltilemez bir hal almadan siyasi partilere bilgi vermek ve özlü inisiyatifler almak zorundadır” denildi.

Sözde “Konstantia” Metropoliti Vasileos, bütün Maraş kökenlileri, sözde “Maraş Belediyesi”nin planladığı protesto eylemlerine toplu halde katılmaya çağırdığı bir genelge yayımladı. Mağusa bölgesindeki bütün kiliselerde dün okunan genelgede “Kıbrıs’a dayatma AB’ye dayatmadır” iddiasında bulunan Vasileos, ülke liderlerinin ve AB’nin kurumsal organlarının Türkiye’nin Kıbrıs ve Ege’deki eylemlerine karşı pasif kalmasından duyduğu “hoşnutsuzluğa” vurgu yaptı.

İstisnasız bütün Rumları, sözde “belediyenin” düzenleyeceği bütün protesto eylemlerine kitlesel katılım sağlayarak Türkiye’ye ve çeşitli karar merkezlerine “Kıbrıs Helenizm’i cephelerde duruyor ve Türkiye’nin dayatmalarının herhangi bir tehlikesi altında olmadan ulusal ve fiziki varlığını savunmak istiyor” mesajını vermeye çağırdı.