Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Tulga, TL’nin değer kaybı karşısında ülkeyi kasıp kavuran dövizle birlikte yapılan zamlara toplumun dayanacak gücü kalmadığını kaydetti

TL’nin değer kaybı ile önlenemez bir furyaya dönen zamlar ülkeyi kasıp kavuruyor. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, peş peşe gelen zamların öngörülebilir olduğunu dile getirerek, zamların alınan palyatif önlemlerle önlenemeyeceğini kaydetti. Tulga, para birimi değişmediği sürece krize de zamlara da çare bulunamayacağını söyledi.

Döviz zamları tetikliyor

Ülkede birçok şeyin girdi maliyetlerinin dövize bağlı olması nedeni ile TL’nin değer kaybettiğini ve zamların engellenemediğine dikkat çeken Tulga, “TL’nin değer kaybına bağlı olarak benzin, elektrik, gıda zamlanıyor. Satın alıp, kullanıyoruz biz. Mesele tam da burada. Tabloyu önce görmek lazım. Kimse kendini kandırmasın tablo budur” dedi.

 

“Zamlara rağmen yakıtta Güney’den yüzde 30 daha ucuzuz”

Yakıta gelen son zamla birlikte 1 TL’lik artış olmasına rağmen, Güney ile Kuzey arasındaki farkın yüzde 30’larda olmasının korkunç bir rakam olduğuna dikkat çeken Tulga, “1 TL’lik zam büyük bir zam. Buna rağmen yüzde 30’luk farkın olması korkunç bir farktır. Hükümet alacağı vergilerin büyük bir çoğunluğundan vazgeçmiş olmasına rağmen hala zamları durduramıyor” diye konuştu.

 

Hiçbir zammı sübvanse edecek durumda değiliz

Sorunun temelinin TL kazanıp, döviz harcanması olduğunun altını çizen Tulga şöyle konuştu: “Durum bu iken, devlet tüm bunları sübvanse edecek durumda da değil. Gıda, hayvancı, yakıt, elektrik hangisini sübvanse edeceksiniz? Böyle bir gelirimiz var mı bizim, yok. TL değer kaybı Ocak 2018’den şu ana yüzde 60’larda. Bu kaybı karşılayabilecek bir kaynak da yok bizde.”

 

Zamlara vatandaşın dayanacak gücü kalmadı

Toplumda yapılan zamlara katlanma gücü kalmadığına dikkat çeken Tulga, alım gücünün sıfırla çarpıldığını kaydetti. Tulga, “Bugüne kadar yaptıklarımızla öyle bir ülke yarattık ki, yerlere serilmiş vaziyetteyiz. En yakın komşumuz Güney’de yakın zamanda yaşanan krize baktığımızda, gelirlerin yüksek olmasının vatandaşı kurtardığını görüyoruz. Bizde böyle bir durum yok. Vatandaşımızın ne geliri kaldı ne de alım gücü” ifadelerini kullandı.

 

KKTC’de bir asgari ücret 360 dolar

KKTC’de halkın yüzde 50’sinin yaşamlarını idame ettiremeyecek durumda olduğunun altını çizen Tulga, alınan asgari ücretin son krizle birlikte 360 dolara denk geldiğini söyledi. Tulga, “Halkın bu zamlarla geçinmesi mümkün değil. Alınan maaş faturalara gittikten sonra markete çıkacak bir gelir kalmıyor vatandaşın elinde. Bu da işletmelere yansıyacak özellikle de küçük işletmelere yansıyacak” dedi.

 

Alım gücü düşüyor, işletmeler batıyor

Vatandaşın alım gücünün düşmesi ile birlikte küçük işletmelerin de iş yapamaz hale geleceğini anlatan Tulga, vatandaşta para olmadığı için küçük işletmelerin de satış yapma lüksü kalmayacağını dile getirdi. Tulga şunları söyledi: “Art arda iflaslar devam edecek. Şu anki gerçek durum budur. Bu öngörüsüzlük devam ettiği sürece de bu krizin üstesinden gelmek daha da zor olacak.”

 

“100 tırdan ancak 20 tır ada’ya giriyor, bu da stoklara yansıyor”

Ülkeye ithalatın da zorlaştığını ifade eden Tulga, ithalat yapan 100 tırdan ancak 20 tırın ülkeye giriş yapabildiği bir ortamın söz konusu olduğuna dikkat çekti.

Tulga, hal böyle olunca da ülkede birçok madde ve sektörde açık yaşandığını söyledi.

Tulga, krizin ülkede çok yönlü yaşandığını ve ciddi yaralar açtığını vurguladı.

Ülkeye girecek olan tırların Türkiye’den giriş yapamadığını söyleyen Tulga, bunun da ülkedeki stoklara ciddi anlamda yansıdığını ifade etti.