Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Bertan Zaroğlu, hükümet ortakları arasında uyuşmazlığın bulunduğunu ileri sürdü.

Bertan Zaroğlu, Cumhuriyet Meclisi Mavi Salonunda, Ulusal Birlik Partisi-Halkın Partisi koalisyon hükümetinin ilk 100 günüyle ilgili basın toplantısı düzenledi.

Zaroğlu konuşmasında hükümetin, ortakları arasında anlaşmazlıklar ve çekişmeler yaşanan bir hükümet olduğunu savundu ve “Hükümet her daim uyumsuzluk içinde olmuştur” dedi.

Koalisyon ortakları arasında eski başbakan ve milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması konusunda da uyuşmazlık yaşandığını kaydeden Zaroğlu, Hükümetin atamalar konusunda da çok ciddi sıkıntılar yaşandığını savundu.

Bazı atamaların Başsavcılığa takıldığını, biri Spor Dairesi olmak üzere bazı atamalarda sıkıntıların devam ettiğini iddia eden Zaroğlu, “Özellikle UBP içerisinde birçok isimle ilgili sıkıntılar çıktığı için bazı kamu kurum ve kuruluşları çalışmaz hale gelmiştir” dedi.

UBP’de partililere iş bulma gayretleriyle birlikte partizanlığın had safhaya ulaştığını da iddia eden Zaroğlu, “Kıbrıs Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu’na atadığı iki üye ise çok büyük bir skandaldır” dedi.

KAPALI MARAŞ

Hükümetin Kapalı Maraş’la ilgili kararını Cumhurbaşkanı Mustafa Akıcı’nın bilgisi dışında aldığını kaydeden Zaroğlu, konuyla ilgili hükümet ortaklarının birbiriyle çelişen açıklamalarda bulunduğuna işaret etti.

Kapalı Maraş envanter çalışmasıyla ilgili olarak da Zaroğlu, “Evvelce yapılmış envanter çalışmasına rağmen, tekraren ve ısrarla yeni bir envanter çalışmasının yapılacağını söylemek aslında kamuoyunun gözünü boyamaktan başka bir anlam ifade etmedi” dedi.

“BAŞBAKAN İLE CUMHURBAŞKANI ARASINDA UYUMSUZLUK”

Başbakan Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı arasında da uyumsuzluk bulunduğunu ileri süren Zaroğlu, Tatar ile Akıncı arasında Akıncı’nın federal temelde Kıbrıs sorununa bir taraftarı olduğundan uzlaşmazlık yaşandığını ifade etti.

KIB-TEK

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na jeneratör alınmasıyla ilgili olarak da Zaroğlu, UBP ile HP’nin farklı görüşler savunduğunu iddia etti.

MALİYE’NİN ELEKTRİĞİNİN KESİLMESİ

Zaroğlu, Maliye Bakanlığının elektriğinin El-Sen tarafından kesilmesi konusunda “Kimin halkı kimin haksız olduğunun da hiç önemi kalmamıştır. Konu Devlettir. Konu devlet ciddiyetidir” yorumunda bulundu.

PROTOKOL KONUSU

Türkiye ile imzalanan iktisadi ve mali işbirliği anlaşması ve imzalanması beklenen ekonomik iş birliği protokolüne de değinen Zaroğlu, imzalandığını savunduğu protokolde kamu harcamalarında yüzde 10’luk tasarruf, ikinci geliri olan emeklilere ek vergi uygulaması maddesinin bulunmasına rağmen hükümetin bu iki konuda adım atmadığını savundu.

Bahse konu protokolde Telekomünikasyon Dairesi’nin yapısının kamu özel iş birliğinde dönüştürülmesinin de bulunmasına rağmen, hükümetin bu konuda da adım atmadığını ileri süren Zaroğlu, “Protokole göre altyapı, savunma harcamaları ve reform için Türkiye’den 1 milyar 215 milyon TL hibe ve kredi sağlanacağı iddia edilmiş… Ancak protokolün son halini, ıslak imzalı halini Hükümet basın ve kamuoyu ile paylaşmadığı için protokol üzerinde yapılan tüm konuşmalar afaki kalmıştır” diye konuştu.

İMAR PLANI

YDP Genel Başkan Yardımcısı Zaroğlu, Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmaları hususunda da İçişleri Bakanı’nın kendi bildiğini okuduğunu, yakınmaları dikkate almadığını savundu.

VATANDAŞLIK KONUSU

Vatandaşlık politikasıyla alakalı olarak da Zaroğlu, “Özellikle Türkiye’den galen kardeşlerimizi ve soydaşlarımızı dışlamak, bir çok insanımız ve aileyi mağdur etmektedir” ifadelerini kullandı.

Zaroğlu, ülkedeki vatandaşlık kriterlerinin Avrupa Birliği üyesi pek çok ülkede dahi bulunmadığını savundu.

YÜKSEKÖĞRENİM

Ülkedeki üniversitelerdeki kontenjanların yüzde 42’sinin boş kaldığını da ileri süren Zaroğlu, ülkeye bu yıl sadece 8 bin 39 öğrencinin geleceğini söyledi.

Zaroğlu, Hükümet’in 100’üncü günü vesilesiyle hazırlattığı video gösteriminin ve otelde düzenlenen etkinliğin kamu ile paylaşılması gerektiğini kaydetti.

YOLSUZLUKLAR

Bertan Zaroğlu ayrıca, Hükümeti, yaşanan yolsuzlukların üzerine gitme yerine onları örtbas etmeye çalışmakla suçladı.