Ziraat Mühendisleri Odası Projeler Sorumlusu Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mirati Erdoğuş, Türkçe ismi “al yanak” olan çipuranın bazı pazarlarda açık denizin balığı olarak daha pahalıya satıldığını, ancak pazarlanan çipuranın çiftlik balığı olduğunu söyledi.
Erdoğuş, konuyla ilgili TAK’a yaptığı açıklamada, satışa sunulan çipuraların çiftlik çipurası olduğunu, ancak çiftlik çipurasının sağlık açısından açıkta yetişen çipuradan pek farkı olmadığını, deniz balıklarının oransal olarak daha çok omega-3 asidi içerdiğini ancak kültür balığında da daha yağlı olmasından dolayı omega-3 asidinin de miktar olarak fazla olduğunu vurguladı.
Erdoğuş, “Yanlış olan çiftlikte yetişen çipuranın deniz çipurası etiketiyle çiftlik çipurasından daha pahalıya satışa sunulması, tüketicinin yanıltılmasıdır” dedi.
Çiftlik çipura ve levreğinin, serbest yetişenlere göre daha koyu renkte ve tıknaz olduğunu bunun da besin maddelerinden kaynaklandığını ifade eden Erdoğuş, çipuranın Türkçe isminin al yanak olduğunu, bu isimin de açıkta yetişen çipuranın yanağındaki al renginden geldiğini, çiftlikte yetişenlerin yanağında al lekesinin bulunmadığını, keza KKTC denizlerinin çipuranın üreme alanı olmadığını anlattı.
Ülkenin doğusunda bulunan çipura ve levrek çiftliklerinde yetiştirilen balıkların hasat aşamasında Devletin Su Ürünleri Birimi tarafından test edildiğini ve test sonucuna bağlı olarak hasadına izin verildiğini de kaydeden Erdoğuş, bu balıklara hamsi ve sardalya türü balıklardan üretilen yemlerden yedirildiğini, bahse konu yemlere insan sağlığı açısından tehdit oluşturacak herhangi bir katkı maddesi eklenmediğini söyledi.
Çiftlikte yetiştirilen çipuranın hasat boyuna 16-18 ayda gelebildiğini, bu sürenin açık denizdeki çipuralar için aynı olduğunu kaydeden Erdoğuş, bunun hızlandırılmasının yemle mümkün olmadığını dolayısıyla büyümeye etki yapabilecek katkı kullanılmadığını ifade etti.
Balıkların büyüme hızında sadece deniz suyu sıcaklığının bir faktör olduğunu ifade eden Erdoğuş, Akdeniz’de çipuranın Ege denizine göre 2-4 ay daha erken hasat boyuna erişebildiğini kaydetti.
Uzmanlık alanı balık yetiştiriciliği olan Erdoğuş, KKTC karasularına gelen gırgır tekneleri hakkında da bilgi verdi.
Erdoğuş, KKTC karasularında görülen gırgır teknelerinin orkinos balığı avına çıkan tekneler olduğunu kaydetti. Bu teknelerde Atlantik Orkinoslarının Korunması Yönelik Uluslararası Komisyon (ICCAT) yetkililerinin de bulunmasının bir zorunluluk olduğunu ifade eden Erdoğuş, bu teknelerle ICCAT tarafından belirlenen kotada orkinos avlanılabileceğini, bahse konu gemilerin kıyıya avlanmak için değil iletişim kurabilmek için yaklaştığını söyledi.
Erdoğuş ayrıca bahse konu teknelerin avlanacağı bölgelerin de ICCAT tarafından tayin edildiğini, bu bölgelerin dışında avlanmalarının yasak olduğunu belirtti.
Denizlerdeki esas tehlikenin Süveyş Kanalı’ndan Akdeniz’e gelen zehirli Aslan Balığı ile Balon Balığı olduğunu ifade eden Erdoğuş, “Denizlerimizde aslan balığı istilası var. Bu bir istiladır ve önüne geçilmesi zor bir durumdur” dedi.
Karasulardaki balık türlerini tehdit eden diğer ciddi sorunun ise balıkların türlerine göre üreme boyuna gelmeden avlanmaları olduğunu belirten Erdoğuş, balık pazarları veya restoranlarda, üreme boyuna gelmemiş nesli tükenme tehlikesi bulunan orkinos veya lagos balıklarının bulunabileceğini kaydetti.
Erdoğuş, bu konuda sıkı denetim yapılması çağrısında bulundu.
GÜNCEL
27 Aralık 2024GENEL
27 Aralık 2024KIBRIS
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 20243. SAYFA
27 Aralık 20243. SAYFA
27 Aralık 20243. SAYFA
27 Aralık 2024