14 Kasım 2024 Perşembe
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, “Kıbrıs Türk halkı olarak bu topraklarda var olma ve modern bir kimliği var etme mücadelemiz tarihsel olarak kendi kendini yönetme anlayışına dayanır. Bu anlayışın hayata geçirilmesi, ete kemiğe bürünmesi anlamına gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti aslında Kıbrıs Türk Halkının çok uzun yıllardır verdiği mücadelenin, ödediği bedellerin sonucudur” dedi.
15 Kasım Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınlan Özersay, devlete ve cumhuriyete sahip çıkmanın önemine vurgu yaptı.
Özersay mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Uzun yıllar bir kesim KKTC devletini Kıbrıs’ta bir çözüme engel olarak görüp kabullenmemeyi, devletin varlığını inkar etmeyi tercih ederken bir diğer kesim devleti kendi şahsi menfaatleri için kullanmayı, bayrağı da dahil devletin sembollerini istismar etmeyi tercih etti. ‘Devleti biz kurduk’ diyenler devletin kurumlarına sahip çıkmadıkları yetmezmiş gibi o kurumların itibarını sarsmak için adeta birbirleriyle yarışa girdiler. Bir diğer kesim ise kimliğimizin en belirgin özelliği olan kendi kendini yönetme temel ilkesini hiçe sayıp KKTC devletini geçici bir durak olarak görüp bir başka devletle birleşme, başkaları tarafından yönetilme kolaycılığına kapıldılar. ‘Çözüm olsun kurtulalım’; ‘Türkiye parayı göndersin kurtulalım’; ‘Avrupa Birliği’ne girelim kurtulalım’; ‘Türkiye’ye bağlanalım kurtulalım’ kolaycılığı, sorumluluk duygusundan uzak, toplumsal özgüveni zedeleyen yaklaşımlardı.
Özetle sebepleri ne isterse olsun KKTC devletine olması gerektiği kadar sahip çıkılmamış, ülkeyi kötü yönetenlerin tüm yanlışlarından yöneticiler ve hükümetler sorumlu tutulması gerekirken devletin kendisi günah keçisi yapılmış, devlet yaşanan tüm olumsuzlukların sorumlusu yapılmak istenmiştir. Oysa tüm eksikliklere ve imkansızlıklara rağmen Kıbrıs Türk halkının sığınabileceği, kendi kendini yöneterek toplumsal özgüvenini yeniden kazanabileceği yegane çatı bu devlettir. Dünyayı ve ülkemizi de vuran pandemi hepimize bir devlet sahibi olmanın önemini bir kez daha göstermiştir.
Devlete sahip çıkmak Kıbrıs’ta çözüme karşı çıkmak anlamına gelmediği gibi Türkiye ile karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki kurulmasına da engel değildir. Devlete ve kurumlarına sahip çıkmak, kurumlarıyla birlikte devleti iyi yönetmek hem Türkiye ile olan ilişkilerimizde, hem Rum devletiyle olan ilişkilerimizde hem de dünya ile olan ilişkilerimizde bize saygınlık kazandıracak en önemli unsurdur.
Bir devlet sahibi olmak her halka nasip olmaz. Eğitimde, sağlıkta, ekonomide ve daha pek çok başka alanda dünya ile entegre olmuş, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden ama aynı zamanda temel ihtiyaçlar noktasında kendi kendine yeten ve kendi kendimizi yönetebileceğimiz bir devlet yaratmaya odaklanmalıyız. Bu açıdan elimizdeki en önemli değer KKTC devletidir, devletimiz ve kurumlarımızdır. Evet bir devlet yaratmak hiç kolay değildir ve bizim için de hiç kolay olmamıştır, ama bir devleti yaşatmak bir o kadar daha zordur. Bu nedenle sabırla bu topraklarda var olma mücadelemizi sürdürürken, büyük fedakarlıklarla kurulan devletimize ve kurumlarımıza sahip çıkmalı, bu devleti yaşatmalıyız. Tüm yanlışlara, eksikliklere ve imkansızlıklara rağmen devletimiz dünyada ve Kıbrıs’ta gelinen şartlar dikkate alındığında elimizdeki en değerli kazanımlardan biridir. Kurumlarımıza ve bizi temsil eden değerlere sahip çıkacağız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 38. kuruluş yıldönümü kutlu olsun.”