Osman ağa ve Hanım Ağa Viktorya flörtü
Osman Aga’nın torunları ile Hanım ağa Viktorya hanımın iktidar ve toprak aşkı anısına…
Adım memleket, nasılsın diye soranlara:
“İyiyim ve hayat oyununda “İki kişilik yalnızlık” adlı tek kişilik monolog rolümü, sahnede bir başıma, kapalı gişe oynuyorum” diyorum.
Beni duyuyor ve kaale alıyorlarmış gibi yapıp, bir açıyorum bayramlık ağzımı ki sormayın. Mangalda değil kül, küllükte zerre bırakmıyorum.
Kafanızı bulunduruyorum değil mi?
Durun size bunu en baştan anlatayım:
Nerden başlasam bilmem ki!
Dinimiz, milletimiz ve dilimiz farklı olsa da bir çok benzer yanımız vardı.
Her ikimizin ataları da bu adaya sürgün edilmiş, kimi atalarımız kendi arzularıyla gelmişti….
Sürgün sürüleri idik yani!!
Atalarımızın beraber yaşamaya başlaması kimilerine göre 1571 ama bazılarına göre ise daha da eski tarihlere dayalıydı.
Kimilerine göre hepimiz sadece Kıbrıslıydık, bazılarına göre ise Kıbrıslı Rum veya Türk.
Hristiyanken ağır vergi mükellefiyetinden kurtulmak için müslüman olan da vardı.
Bir Rum’la evlenip veya canı öyle çektiği için hristiyan olanlarımız da vardı.
Herneyse canım, bizim Kıbrıs’ta dostane bir inanç sistemi hala var zaten.
Herkesin inancı kendine.
Önemli olan bu değil de….
Diyesim o ki:
Osman Ağa’nın çiftliğinde 1878’e kadar dil/din ırk gözetmeksizin iyi kötü geçinip gidiyormuş bizimkiler.
Kraliçe Viktorya adlı bir Hanımağa taç giymesinden bir yıl sonra..
Osman Ağa’nın yönetimindeki Kıbrıs adlı bu çiftlik ve topraklarını kendi topraklarına katmak için allem edip kullem eder..
50 yıllığına Hristiyan/Müslüman tüm Maraba, ırgat, amele, usta, çoluk/çocuk kadın demden kira yöntemiyle yönetimine alır.
Çiftlik, Müslüman Ağa’dan, Hristiyan Hanım Ağa’ya el değiştirince olan olmuş.
Zengin Türkler fakirleşmeye Hristiyan halksa zenginleşmeye başlamış.
Ne o şaşırdınız mı? Şaşırmayın yahu!!
Ne de olsa Hacı Hacı’yı Mekke’de, Derviş Derviş’i Tekke’de, Sofu Sofuyu Medrese’de, cemaat hocayı Cami’de, Hristiyan Hristiyanı evrende korur kollarmış,
bu çok doğal.
Hatta bir ara, bazıları, çiftlik, Hanımağa Viktorya’nın emrinde diye:
Hristiyanken Müslüman olanlar, bal küpü Hristiyan Ağa’nın eline geçince, gerisin geri yeniden vaftiz olup kiliseye adını kaydedip tekrardan Hristiyan olmuşlar.
Yıllar yıllar sonra Hanım Ağa Viktorya vefat edip yerine Edvırd ve sonra Corc ağalar vekalet etmiş.
Ardından yeni bir Corc Ağa ve akabinde ve nihayetinde İngiliz çiftliğine kazık çakan yeni bir Hznımağa Elif Zabıt Sultan o günden bu güne Kıbrıs’a şer yağdırmış.
İngiliz Ağazade dedelerinden V. Corc 24 Temmuz 1924 yılında Kıbrıs’ı ata toprakları Anadolu’dan fiilen ve hukuken koparmayı başarmış.
Bu arada altını çizmeden geçemeyeceğim:
İngiliz’in, Kıbrıs çiftliği Ağalardan en afa ve hovardası olan garı/gancık düşkünü VIII. Edvırd:
“Beytambal galsın Gıbrız çifligleriniz da, koçanlı dönüm dönüm dağ deniz manzaralı arsacıglarınız da” deyip.
Göynünüze girsin Camilerin minaresi,
Kiliselerin Kulesi, Gıbrız’ın Zafer Burnu, Leymosun’un bağları, Baf’ın dağları, Lefkoşa’nın surları, Lefke’nin hurmaları, Mağusa’nın cümbez ağacının galın dalları, Mesarya’nın guru ovası, Beşbarmag Dağları’nın beşi birden uçcugları ve Selvili Tepe’nin burnucuğu deyeregden.
Bir Amerikalı garı uçun 20 Ocak-11 Aralık 1936’da 11 ay govcaladığı Gıbrız adası Ağalıgdan farımış!!
Onun yerine da, gardaşı taturi Corc zabbadanag Ağa kesilmiş!!
Ve nihayetinde Corc da ömür brağıncaydık
Çiftliğin yeni Hanımağası VI. Corcun kızı Hanım Ağa Elifzabıt, anasının gözü çıkmış.
Kıbrıs’ı 1952 yılından 1960 yılına kadar vekaletine alan Elifzabıt Hanımağa döneminde:
Kıbrıs’a Kahya atananlar sayesinde dinler ve mezhepler öylesine karışık hale gelmiş ki tüm Avrupa Ulus Çiftlikleri kurarken bizim Kahya Kıbrıs çiftliğinin Müslüman Türk işçi ve Hristiyan marabaların kazma kürek birbirine dalmaları için Aliko’nun külahını Veli’ye giydirmeyi başarmıştır.
Hanımağa Elizabıt’ın fişşeglediği bu gavga galaba ve gamaşalıg yıllardır dostane yaşayan Hristiyan ve Müslüman halkları ganbağır düşman etmiş.
Sonra da, düşman edilen bu iki genç zor/topuz metazori baş göz edilir!!
Rumca konuşan bir hristiyanla, Türkçe konuşan bir müslüman 1960 yılında kıyılan, kiliseden aforoz, camiden haram nikahla dünya evine girerler!!
Aradan geçen 3 yıl gibi kısa bir süre sonra şiddetli geçimsizlikten dolayı 1963 yılında kanlı silahlı saldırılarla birbirlerine girerler!!
Biri tabağı savurur, biri vazoyu öbürüne, gavga galaba gırla!!
Anaların ve bazı aracıların araya girmesiyle gene da usuan üz olup ağnaşamayan ve ayrılan çift, 11 yıl çekişmeli/ötekileştirmeli ve karşılıklı suçlanmalı bir boşanma davasında, hem boşa zaman, hem de bir fuzuli masraf eder ve boşalamazlar!!
Yargı sistemi İngiliz’in yargıç Elifzabıt hanımın atadığı bir peruklu. İnançlı olsunlar olmasınlar. Davacılardan biri Hristiyan biri müslüman.
Zaten İngiliz mezhebimin ve kilisesinin ruhani lideri Elifzabıt Hanımağa.
Anglosaksafon denilen bu mezhebi gurup İncili keyfine göre değiştiren dedesinin dedelerinden Henri denen bir Ağa!!
Eee nolacag bu dava!!
Neçün da den:
E yahu ayrılırkana ev, arsalar, çiftliğin geliri ve avantajları kime kalacak, çocukların/halkın velayetine kim sahip olacak. Çocuklar adına aylık ne kadar nafaka belirlenecek.
Mal/mülk koşanları nasıl bölünecek.
Gaynana’ların tavuk ayağı gibi iş garışdırıp, asılsız dedikodularının kahrını kim çekecek.
11 yıl domuzun kuyruğu düzelmez, köy basmalar, yol kesmeler, barikatlar, gettolar, esirler, kaybolanlar, kaçaklar köçekler derken.
15 Temmuz 1974 Yunan eşkıyaları adayı basar Ve Yunanistan’a bağlamak ister.
Bizimkiler da çığırır gendi anasını..
Uuuu, bir kapışma, bir çığlık gıyamet. Bir çuval incir hepten zay/ziyan olur.
Ne nikah galır ne da aşk..
Ayrılık netleşir!!
Kapişari topraklar bölüşülür, zengin fakir olur, fakir da zengin.
Hade bir göç furyası dünürler arasında. Sen ora ben bura!!!
E ortada bir şirket var, şirketin varisi taraflar. Biri der Urum dünürler govduydu bizi o şirketten zatı.
Öbürü der, siz brağıp gaşdınız şirketi kaptık biz gayrı ortaklığı gabil etmeyik!!
Neysa ortalık leşappana
Burandan bizim Kıbrıslı Türk genç yeni yeni yatırımlar, işletmeler, ilişkiler dener da dener,
bir gudumsuzlukdur gider!!!
Biri batar obirini açar.
Biriynsn gırıştırır, obürüynsn görüşür mavro beytambal galsın hayır etmez.
Ha bire yeni yeni flörtler dener bizimki:
Kıbrıs İslam Cemaati, Otonom Kıbrıs Türk Cemiyeti ve 1975’te KTFD….
Bizim Gıbrıslı Türk genç, bazı dış kaynakların da gofuynan..
Nihayet 1983 yılında, evlilik bana göre değil, şirket da gurup böyütemedim..
Hiç bir kimsenin boyunduruğuna giremem diyerek elde yok avuçta yok, flört edip aşkla evlenmediği.
Ganlı/biçaglı ganbağır Urum eşiynan boşanamayacağını anlayınca, kendi kendine gelin güveyi olup, gendi/gendine nikah kıyıp, gendi gendiynan evlenir
Gendi gendini sever, gendine aşıktır. Mastürbasyon yapar.
Geçinir gider e’ma!!
Yem yok, yeycek yok, gelir yok, üretim yok, dış pazar yok. E kapıdan/gancelliden oyanı geşmek yasak. Resmî nikah yok, imam nikahı da yok. Dedikodu aldı başını gider, namıs ölüyün köoru!!
Nolaaag bu işin sonu!!
Napacayıg ben da bilmem!!
Gene da, güya da, resmen boşanamayıp gendi gendilerine ayrı ilişkiler içine giren her iki taraftan bazı aile yakınları..
Yaşları epeyi geçen 47 yıldır ayrı yaşayan bu gençleri hülle nikahıyla yeniden birleştirmek niyetindeler.
E yok, öldür billah, adu inat, domuzun guyruğu aha düzelmeyiyor.
Çünkü zoraki birleşmenin meyvesi veled-i zina olarak doğar. Ve ben herkesin piç közüyle bakıp sahiplenmeyeceği bir evlat dünyaya getirmek isdemeğiyorum der bazıları.
Bazıları inadından aynı çatı altında yaşaycak bu gençler deyiyor!!
Yahu neyse kafanızı daha çok bulandırmayayım!!
Özetle:
1453 İstanbul fethi ile başlayan süreçte Ortodoks kilise geniş çaplı özgürlüğe kavuşunca.
Katolik baskısından usanan Kıbrıslı Rumlar; yalvar yakar, Osmanlı’nın, Kıbrıs topraklarını himayesine alması için 100 YIL aşka çağrı mektupları yazarlar.
Bu aşka bir asır sonra cevap veren Osman Ağa 1 Ağustos 1571’de Kıbrıs’ı Feth eder ve hasreti sona erdirir.
Ve böylece:
Kıbrıs Ortodoks Kilisesi ve Rum halkı dini ve sosyal özgürlüğüne kavuşur.
Yine böyle bir yaz günü 1878’de İngiliz Corc Ağa Osman Ağa’nın takatsizlik zaafından faydalanarak siyasi manada Kıbrıs Çiftliğine el koyar.
Yine böyle bir yaz günü 1914 yılında birinci işgal hamlesi ve I. Dünya savaşından sonra ise ne yapıp edip Kıbrıs Çiftliğini Lozan Antlaşmasının dışında bırakarak illegal bir şekilde çiftliğin gelir ve mülk yönetimini ele geçirir.
1920/30’lı yıllar:
İngiliz Ağa’lar ekonomik olarak Rum ırgatlları destekleyerek; çiftlik işlerinde kahya sınıfına yükselmelerini destekler.
Kıbrıs tarihinde “Çekirge İstilası” diye adlandırılan, ekonomik çıkmazdan ötürü Kıbrıs topraklarını Müslümandan satın alıp, Rum’a daha ucuza satma dönemi başlar!!
(Bknz: Aynı süreç Filistin topraklarında da uygulanmıştır)
Ve yıllar sonra 1952’de Çiftliğin yönetimini devralan İngiliz Elif’Zabıt Hanım Ağa akıl hocalarıyla, yıllar yılı, sinsice..
Türklerin ekonomik çöküşü, İngiltere ve Avustralya’ya göçe sürülmesi vb. durumlar yaşanır.
Bu süreçte:
Irgat olan Rumlar Kahya, Ağa Kahyası konumundaki Türkler de maraba durumuna düşer!
Hatta, bir ara, iyice şımarıp azıtan Rum Kahyalar bir olup Kıbrıs Çiftliği’nin yönetimi için İngiliz Hanım Ağa’ya karşı ayaklanma ve isyan bayrağı çekerler!!
İngiliz Ağustos 1960’da, çiftliğin şımarık ve ergen griplerindeki Rum gençten usanan Elif’Zabıt Hanımağa birbiriyle dalaşıp duran Rum genç ile Türk genç arasında bir nikah kıyar.
Kıbrıs Cumhuriyeti adını verdiği bu nikah;
10 bin yıldır yaşam veren bu Kıbrıs Çiftliğinin ilk, tek ve en son bağımsızlık şansıdır oysa.
Gene bir yaz günü:
1 Ağustos 1963’te Kıbrıslı Türk Müslümanlar Türk Mukavemet Teşkilatı adında, bu sindi saldırılara karşı direniş örgütünü kurarlar.
21 Aralık 1974:
Rum kahyalar, Yunan eşkiyalarıyla bir olup çiftliğin mali/idari ve mülk yönetimini ele geçirmek için saldırıya geçer.
Gene bir yaz günü:
15 Temmuz Yunan Corc’ları adaya çıkar, buna mukabil yasal hakkı olarak 20 Temmuz 1974’de de Mehmet’cik adaya gelir.
Gene bir yaz günü 30 Ağustos’ta ateşkes sağlanır Kıbrıslı Türk genç için Zafer, Rum genç için işgaldir bunun adı.
Sonra neler mi olu???
Püüüi maydanozlu köfteler!!
Uzun hikaye, gereğinden fazla uzattım zaten yine!!
Şimdi başa dönün, yazıyı okumaya devam edin!!
Bu bir yılan hikayesidir! Bitmez tükenmez!
Çobanın evlat sancısı, yılanın kuyruk acısı!!
Biri ister biri istemez de gider!
Hadi bakın işinize ben de usandım bu konuyu yazmaktan zaten!
Denize gidin, havuza gidin, duş alın serinleyin. Güzel yemekler yiyin, bir bira için!!
Vaktiniz varsa okuyun!!
GÜNCEL
15 Kasım 2024GENEL
15 Kasım 2024KIBRIS
15 Kasım 2024GÜNDEM
15 Kasım 20243. SAYFA
15 Kasım 20243. SAYFA
15 Kasım 20243. SAYFA
15 Kasım 2024